Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21155 E. 2015/17124 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21155
KARAR NO : 2015/17124
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Taraflar arasındaki maddi tazminat (kusursuz sorumluluktan kaynaklanan) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra,dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; Osmaniye ili,Toprakkale ilçesi Tüysüz Beldesi’nde bulunan davacıya ait zeytin, nar ve badem ağaçlarının bulunduğu bahçede 17.08.2013 tarihinde elektrik direğinden çıkan ateş sonucu yangın çıktığını ve davacıya ait ağaçların zarar gördüğünü,itfaiye görevlilerince yangına ilişkin düzenlenen 17.08.2013 tarihli yangın raporunda yangının elektrik direğinden çıktığı ve yangın sonucunda davacıya ait toplam 143 adet zeytin, nar ve badem ağacının yandığının tespit edildiğini, yine Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde görevli ziraat mühendisi tarafından düzenlenen raporda da toplam zarar miktarının 7.765,50 TL olarak belirtildiğini, davalı şirketin elektrik dağıtıcısı firma olarak elektrik hatlarında meydana gelen her türlü arıza ve zarardan sorumlu olduğunu belirterek, toplam 7.765,50 TL’lik zararının davalıdan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen olayda ortaya çıkan zarar ile davalı kurum arasında illiyet bağı olmadığını, davaya konu olayın meydana geldiği yerde bulunan O.G. Enerji nakil hattının davalı kuruma ait olmadığını, bu hattın dava dışı 3. şahıs M.. İnşaat Maden Tarım İşletmeleri Ltd.Şti’ne ait beton direkli özel O.G. hattı olduğunu, yangının çıkış noktasının 3.şahsa ait bu özel hat üzerinde meydana geldiğini, bu nedenle davalı yönünden husumetten davanın reddi gerektiğini, dosyada bulunan mevcut aboneler ile imzalanan elektrik satışına ilişkin sözleşmeler de incelendiğinde kusur var ise bunun dava dışı M..İnşaat Maden Tarım İşletmeleri Ltd.Şti’ne yöneltilmesi gerektiğini, yine davacının gerçekten maddi zararının bulunup bulunmadığı, var ise bunun miktarının da belli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davada davalı TEİAŞ’ın hizmet kusuru bulunduğunun ileri sürülmesine göre idarenin yasa gereği yapmak zorunda bulunduğu kamu hizmeti sırasında kusurlu davranışından dolayı tazminat istemini içeren bu davanın hizmet kusuru nedeniyle tam yargı davası niteliği taşıdığı ve idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçe gösterilerek görevsizlik kararı verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İdari işlemler, idari makamların kamu gücüne dayanarak, idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları, tek yanlı, doğrudan uygulanabilir nitelikte ve ilgililerin hukuki durumlarını etkileyen irade açıklamalarıdır. İdari işlemlere karşı yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla menfaatleri ihlal edilenler tarafından idari yargıda iptal davası açılabileceği gibi; idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan istenerek, bu istemin reddedilmesi üzerine iptal davası açılabilir.
İdari Yargı’nın konusu, idarenin idare (kamu) hukuku alanında ki faaliyeti ile ilgili davalardır.
İdare, bir işlemi, eylemi veya sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise, uygulanacak hukuk idare hukukudur.
17/15 sayılı ve 11.2.1959 günkü Y.İ.B.K.’nda açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve proje yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi, kararın neticesi olan birer idari eylemdir ve idari yargı görevlidir.
Kamu hizmeti kavramı ile hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak görev gereklerinden ve sınırlarından ilk bakışta ayrılabilen ve nesnel kurallarla belirlenmiş, kamusal çerçevenin dışına çıkan eylem ve işlemler; hizmet sırasında yapılmış olsalar bile, artık kamu hizmeti olarak nitelendirilemezler. Buna bağlı olarak da, yukarıda açıklanan yasal hükümler kapsamında değerlendirilemezler. Bunun açık örneği haksız eylemler ve işlemlerdir. Haksız fiil niteliğindeki eylemler kamu hizmeti kavramı içinde düşünülemez.
Somut olaydaki uyuşmazlık ise; elektrik enerjisi dağıtım hattından kaynaklandığı iddia olunan yangın nedeniyle, davacının uğradığı maddi zararın tazminine ilişkin bulunmaktadır.
Davanın bu niteliği itibariyle TBK.nun58/1 (TBK.nun 69.maddesi) maddesinde düzenlenen kusursuz sorumluluktan kaynaklandığı ve zararın bir idari işleme dayanılarak yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, kusursuz sorumluluktan kaynaklanan tazminat davasının adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekirken, mahkemece; idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.