Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/21047 E. 2015/6460 K. 16.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21047
KARAR NO : 2015/6460
KARAR TARİHİ : 16.04.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 10. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2014/144-2014/246

Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/05/2010 tarih ve 2009/559 E. 2010/296 K. Sayılı kararı ile boşandıklarını; davalı lehine ayda 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; müvekkilinin işlerinin kötüye gitmesi nedeniyle ödeme güçlüğü çektiğini, davalının çalışmaya başladığını, düzenli bir gelir elde ettiğini ileri sürerek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin düzenli bir işinin olmadığını, boşandıktan sonra nafaka borcunun ödenmemesinden dolayı çok zor durumda kaldığını ve kısa bir dönem çalıştığını, daha sonra çalışmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına ve SSK hizmet dökümüne göre; davalı kadının, boşanmadan sonra aralıklı çalışmalarının olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunun 176/3. maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Somut olayda; davalının, boşanma kararından sonra çalışmaya başladığı, düzenli ve sürekli olmasa da ortalama asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay’ın uygulamalarına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK’nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak yoksulluk nafakası miktarında hakkaniyete uygun bir indirim yapmaktan ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.