YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20999
KARAR NO : 2015/17207
KARAR TARİHİ : 04.11.2015
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2010/392-2013/505
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından ödenmeyen elektrik faturaları, bu tutara ait gecikme zammı ve KDV ile birlikte Fatih 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1236 esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalının tükettiği elektrik bedelini ödemediği gibi icra takibine itirazı nedeniyle takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek; davalının toplam 16.296,70 TL alacağa vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı duruşmadaki beyanında; işyerini kapattığını, belirtilen adreste oturmadığını, elektrik borcundan dolayı sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna göre, davalının elektrik tüketiminden borçlu olduğu, ancak davacı şirketin ödenmeyen faturalara rağmen elektriği süresinde kesmemesi nedeniyle % 20 oranında müterafik kusuru olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Fatih 1.İcra Müdürlüğünün 2009/1236 Esas sayılı takip dosyasına 10.049,48 TL asıl alacak, 108,64 TL gecikme zammı, 19,56 TL KDV olmak üzere toplam 10.177,68 TL için yaptığı, itirazın iptali ile bu meblağ üzerinden takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin 6.247,23 TL lik talebinin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dosyanın incelenmesinde; davalının 03/06/1997 tarihinde ticarethane aboneliğinin başladığı, 15/05/2006 tarihinde aboneliğinin sona erdirildiği, 10/05/2004-26/05/2006 son ödeme tarihleri arasında ödenmeyen 26 adet fatura ve 21/09/2006-02/05/2008 tarihleri arasında düzenlenen 8 adet kaçak tüketim tahakkuku nedeniyle icra takibi başlatıldığı, takipte 16.296,71 TL asıl alacak, 108,64 TL işlemiş faiz, 19,56 TL KDV olmak üzere toplam 16.424,91 TL’nin davalıdan tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu alacağın belirlenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporunda; dava konusu takip alacağının 26 adet ödenmeyen fatura bedeli ve 8 adet kaçak tahakkukuna ilişkin bulunduğu, asıl alacak miktarının 10.519,08 TL, gecikme zammının 108,64 TL ve K.D.V.’nin 19,56 TL olmak üzere toplam ödenmesi gereken borç miktarının 10.647,28 TL, ancak davacı şirketin ödenmeyen faturalara rağmen elektriği süresinde kesmemesi nedeniyle %20 oranında müterafik kusuru bulunduğunu, davalının da ödenmeyen faturalara rağmen elektriği kullanmaya devam etmesi nedeniyle %80 oranında kusurlu olduğunu, buna göre hesaplama yapıldığında asıl alacak miktarının 10.049,48 TL, gecikme zammının 108,64 TL, K.D.V.’nin 19,56 TL olduğunu belirterek toplam borç miktarının 10.177,68 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunun incelemesinde; 16/05/2004 ve 08/06/2004 tarihli ilk iki ödenmeyen fatura alacağı yönünden asıl alacak, gecikme zammı ve KDV yönünden müterafik kusur indirimi yapılmadığı, geri kalan 24 ödenmeyen elektrik faturası ve 8 kaçak tüketim tahakkukuna ilişkin asıl alacak üzerinden % 20 oranında müterafik kusur indirimine gidildiği görülmektedir.
Olayda, davalı davacının elektrik abonesidir. Davacının (2) yıl gibi uzun bir süre elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz ve müterafik kusur nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirimi gerektirmez. Olsa olsa davacının elektriği kesmemesi dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle, davalı açısından normal tüketim bedeli dışında gecikme zammı ve işleyecek yasal faizden indirim sağlar. Davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedeli üzerinden indirim davalının sebepsiz zenginleşmesine yol açar. Mahkemeler bir davadan başka bir dava üreten kurumlar olmadığı gibi hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sona erdiren yargı mercileridir.
Hâl böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile davalının dava konusu ana borçtan (ana tüketim bedelinden) her halükarda sorumlu olduğu, davacının yönetmelik gereği elektriği uzun süre kesmemesinin dairemiz uygulamasına göre davacı açısından müterafik kusur oluşturacağı ancak bu kusurun da abonelik kapsamında tüketim bedeli yönünden belirlenen gecikme zammı veya faizden indirim sağlayacağı da dikkate alınarak, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.