YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20976
KARAR NO : 2015/17210
KARAR TARİHİ : 04.11.2015
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2014
NUMARASI : 2010/404-2014/230
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının idareye kayıtlı olmayan mühürsüz sayaç takarak kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini, elektrik tarifeleri yönetmeliğine göre davalının kullandığı elektrik bedelinin 36.566,82 TL olduğunu, dava konusu alacağın talebe rağmen ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek; toplam 36.566,82 TL üzerinden vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna itibar edilerek gerçek zarar üzerinden yapılan hesaplama yöntemine göre belirlenen bedel üzerinden davanın kısmen kabulü ile; davalının 24.927,26 TL asıl alacak yönüyle takibe itirazının iptaline, bu meblağ üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı elektrik şirketi tarafından, davalı hakkında idareye kayıtlı olmayan mühürsüz sayaç takarak elektrik kullanması nedeniyle 19/12/2008 tarihinde kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, tutanağa istinaden 36.566,82 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuku yapıldığı, belirlenen tahakkuk bedeli üzerine icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından kaçak elektrik kullanılmadığı, endeks değerinin karşılığı hesaplanarak borcun hesaplanması gerektiği gerekçeleriyle borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği görülmektedir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK.nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı kurum tahakkukları olduğu gibi esas alınarak gerçek zarar adı ile hesaplama yapıldığı, kaçak elektrik kullanım hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; Elektrik Tarifeleri ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun değildir.
O halde; dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişiye verilerek, takibe konu toplam bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre ayrıca ve denetime elverişli olarak hesaplanması için rapor alınarak, davacı kurumun talep edebileceği alacağın belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.