Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/20942 E. 2015/6317 K. 14.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20942
KARAR NO : 2015/6317
KARAR TARİHİ : 14.04.2015

MAHKEMESİ : MERSİN 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2014
NUMARASI : 2013/400-2014/490

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; tarafların Mersin 3.Aile Mahkemesi’nin 2006/1011 E. 2006/947 K.sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocuklar 1998 doğumlu Bekir ile 2000 doğumlu Alpkan’ın velayetlerinin müvekkiline verildiğini ve müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 100’er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, daha sonra davacı tarafından açılan iştirak nafakası artırım davası neticesinde Mersin 2.Aile Mahkemesi’nin 2009/1141 E. 2011/52 K.sayılı kararı ile söz konusu iştirak nafakalarının her çocuk için ayrı ayrı aylık 200’er TL’ye yükseltildiğini, bu artışın üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçtiğini ve söz konusu nafakaların müşterek çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini, müşterek çocukların zorunlu ihtiyaçları ve okul masraflarının arttığını, davalının polis memuru olup aylık 2.500 TL civarında maaş aldığını, maaşına ek olarak operasyon tazminatı, taltif ve para ödülleri vb. ek ücretler aldığını, yine davalının adına kayıtlı bir adet teknesi olduğunu da belirterek, müşterek çocuklar için aylık 200’er TL’lik iştirak nafakalarının her çocuk için ayrı ayrı aylık 500’er TL’ye yükseltilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; iştirak nafakalarının artışının üzerinden iki yıl gibi bir süre geçtiğini ve davalının gelir düzeyinde nafaka artışını gerektirecek düzeyde bir değişimin olmadığını, davalının maaşındaki artış kadar davacının da maaşında artış olduğunu, davalının ikinci evliliğini yapıp bu evliliğinden bir kız çocuğunun olduğunu, müşterek çocukların okul dışındaki zamanlarının çoğunu davalının yanında geçirdiklerinden tüm giderlerinin davalı tarafından karşılandığını, davalının ek ödemelerinin süreklilik arz etmediğini, davalının eşi üzerine kayıtlı aracın ise evlenmeden önce davalının eşi tarafından alınmış olup ona ait olduğunu, davalının şahsına ait bir teknesi olmadığını, söz konusu teknenin davalının eniştesine ait olduğunu, nitekim teknenin ruhsatının bunu izah edeceğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocukları olan 1998 doğumlu Bekir ve 2000 doğumlu Alpkan için ayrı ayrı hükmedilen aylık 200 ‘er TL’lik iştirak nafakalarının 100’er TL artırılarak ayrı ayrı aylık toplam 300 ‘er TL olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda;
Dava, müşterek çocuklar 1998 doğumlu Bekir ve 2000 doğumlu Alpkan lehine hükmedilen iştirak nafakalarının artırılması talebine ilişkindir.
TMK’nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 16.10.2006 tarihinde boşandığı, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuklar 1998 doğumlu Bekir ile 2000 doğumlu Alpkan’ın velayetlerinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 100’er TL iştirak nafakasına hükmedildiği, daha sonra davacı tarafından açılan iştirak nafakası artırım davası neticesinde Mersin 2.Aile Mahkemesi’nin 2009/1141 E. 2011/52 K.sayılı kararı ile söz konusu iştirak nafakalarının her çocuk için ayrı ayrı aylık 200’er TL’ye yükseltildiği, müşterek çocuklardan Bekir’in 9.sınıf öğrencisi olup eğitimine devam ettiği ve aynı zamanda dershane masrafının olduğu, müşterek çocuk Alpkan’ın ise 7.sınıf öğrencisi olup, onun da eğitimine devam ettiği, davalının ise polis memuru olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, somut davada; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocukların yaşları, eğitim durumları, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, takdir olunan iştirak nafakaları miktar itibariyle az olup, TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu nedenle mahkemece; müşterek çocukların ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumundaki artış gözetilerek, hakkaniyete uygun bir nafakalara hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.