YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20862
KARAR NO : 2015/16399
KARAR TARİHİ : 22.10.2015
MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2012/280-2014/137
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı abonenin su borcunu ödemediğini, hakkında başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini savunmuş, davaya konu su tüketimini dava dışı M.. P..’nın yaptığını belirterek; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davalının takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, su alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda; borçlu, hakkında başlatılan ilamsız icra takibine itiraz dilekçesinde, hem icra dairesinin yetkisine hem de borca itiraz etmiştir. İtirazın iptali için açılan iş bu davada da, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.
Yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Borçlu icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğine göre, mahkemece, borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelenmelidir.(HGK 20.03.2002 tarih, 13/241-208 sayılı kararı) Zira; itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde geçerli bir takibin yapılmış olması şartına bağlıdır.
Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığının belirlenmesi gerekirken, bu hususta her hangi bir inceleme yapılmaksızın, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.