Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/20767 E. 2015/16678 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20767
KARAR NO : 2015/16678
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

MAHKEMESİ : BALIKESİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/02/2014
NUMARASI : 2011/496-2014/32

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; Balıkesir 3.İcra Müdürlüğünün 2011/4876 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 5.618.32 TL toplam alacak miktarı üzerinden icra takibi yaptıklarını, davalının düzenlenen ödeme emrine itiraz ettiğini, itirazın yersiz olduğunu belirterek, itirazın iptaline takibin yasal faiz üzerinden devamına, davalının alacağının %40 dan az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile,davalının dava konusu Balıkesir 3.İcra Müdürlüğünün 2011/4876 esas sayılı takip dosyasına itirazın kısmen iptali ile 4.041.35 TL asıl alacak ile 1.092.17 TL işlemiş faizi ile toplam 5.133.52 TL üzerinden takibin devamına ve alacağın yüzde 40’ına karşılık gelen icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
Ancak, İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatına, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ.Huk.2008.İst.sh.230-231).
Somut olayda; davalının B.. R..ne bağlı,……………….. Yüksekokulunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta iken, davacı idarenin 06.04.2001 tarihli işlemi ile görev süresinin uzatılmamasına karar verildiği, idarenin bu işleminin, Bursa 1.İdare Mahkemesinin 2006/237 Esas -2007/1061 Karar sayılı ilamı ile iptal edilerek, davalının özlük haklarının dava tarihi olan 24.01.2006 tarihinden itibaren yasal faziyle davalıya ödenmesine karar verildiği, davacı idarenin, davalıya özlük haklarını Bursa 1.İdare Mahkemesinin kararı gereğince 24.01.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödemesi gerekirken, davacı idarenin sehven faiz başlangıç tarihini hatalı belirlemesi nedeniyle davalıya fazla ödeme yapıldığı belirtilmekle; davalıya fazla ödeme yapılan meblağın tespiti ile davacının tahsilini talep ettiği bedelin kabul edilip edilemeyeceği taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenidir.
Hal böyle olunca; icra takibine konu alacağın varlığı ve miktarı, yargılama sonucu toplanan deliller ile bilirkişi raporu alınarak yapılan hesaplamalar sonucu saptanmış olmakla, alacak likit kabul edilemeyeceğinden İİK.nun 67.maddesi uyarınca mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı tarafın bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3.bendinden “% 40 tazminatın davalıdan tahsiline” cümlesi çıkartılarak (davacının inkar tazminatı talebinin reddine) sözleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.