Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/20739 E. 2015/17057 K. 02.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20739
KARAR NO : 2015/17057
KARAR TARİHİ : 02.11.2015

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 67600 numaralı tarımsal sulama abonesi olduğunu, davacıya ait sayacın yıldırım çarpması sonucu yandığını, değiştirilmesi için davalı kuruma başvuru yapıldığını ve yanmış olan sayacın teslim edildiğini, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi İl Müdürlüğü Ölçüler ve Ayar Şube Müdürlüğünce sayacın kontrolü sonucunda sayacın ana kartının yanmış olduğu, klemensteki uzaktan okuma bağlantılarının yapıldığı kablo ile üst kapak anahtarı arasına röle bağlandığının anlaşıldığı ve bu müdahalenin sayacın kayıt yapmasına etkisinin tespiti için sayacın imalatçı firmaya gönderilmesi gerektiğinin rapor edildiği; bu rapor üzerinde davalı kurum tarafından müvekkili aleyhine kaçak elektrik kullanımı nedeniyle 57.998,30 TL tahakkuk ettirildiğini belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının belirtilen bedelin %40 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile;davacının, davalıya 29.09.2010 tarih ve 68532 numaralı kaçak tespit tutanağına istinaden 57.998,30 TL borçlu olmadığının tespitine,davacı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,karar verilmiş,hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Somut olayda; Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi İl Müdürlüğü Ölçüler ve Ayar Şube Müdürlüğü’nün 24.08.2010 tarihli raporunda;mühürlerin açılıp tekrar kapatıldığını, klemensteki uzaktan okuma bağlantılarının yapıldığı kablo ile üst kapak anahtarı arasına röle bağlandığının anlaşıldığını ve bu müdahalenin sayacın kayıt yapmasına etkisinin tespiti için sayacın imalatçı firmaya gönderilmesi gerektiğinin bildirildiği, mahkemece sayacın üretici firmaya gönderilerek inceleme yaptırıldığı, üretici firma tarafından sayaca dışarıdan müdahale edilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
29.09.2010 tarihli 68…nolu kaçak elektrik tespit tutanağının mühür fekkinden dolayı tanzim edildiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan 10.01.2013 tarihli bilirkişi raporunda ise üretici firmanın sayaca müdahale edilmediği yönündeki tespitine dayanılarak davacının kaçak elektrik kullanmadığı belirtilmiş, mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.
Kaçak tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.
Mahkemece öncelikle, aboneliğin başlangıcından itibaren geçmiş dönem tüketim ekstrelerinin celbedilmesi, sayacın doğru çalışır duruma getirildikten sonraki tüketim ekstreleri ile karşılaştırma yapılması, sayaç doğru çalışır hale getirildikten sonraki tüketim ekstrelerinde (önceki tüketim ekstrelerine göre) belirgin bir artış olduğu takdirde bu hususun Yönetmelik, EPDK Kurul kararları ve tebliğlerine göre; kaçak tüketime karine teşkil edeceği ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, aksi takdirde kaçak tüketim olmadığının kabulü ile davacının normal tüketim bedelinden sorumlu olacağının kabulü gerekir.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî tespitler gözetilerek, öncelikle, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden, somut veriler ile bilimsel görüşlere dayalı, Yönetmelik, EPDK Kurul kararları ve tebliğleri doğrultusunda, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek; sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.