YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20575
KARAR NO : 2015/16654
KARAR TARİHİ : 26.10.2015
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 4. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2014
NUMARASI : 2014/819-2014/887
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; 180600 numaralı elektrik abonesinden davalının 24.01.2007 ile 31.12.2009 tarihleri arasında toplam 15.038,00 TL’lik elektrik faturalarını (otomatik dönem tahakkukları ve kaçak tahakkukuna yönelik faturaları) ödememesi üzerine elektriğinin kesildiğini, bunun üzerine Gaziantep 10.İcra Müdürlüğü’nün 2012/2687 Esas nolu takibi ile kendisine örnek 49 ödeme emri tebliğ edildiğini, ancak ödeme emrine itiraz edildiğini, bu haksız itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile icranın devamına ve haksız itirazdan mütevellit % 40 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, sözkonusu hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine; dairemizin 14.04.2014 tarih 2013/20867 Esas, 2014/5933 Karar sayılı bozma ilamı ile “4077 sayılı yasanın 2. ve 3.maddeleri gereği somut olaya 4077 sayılı yasanın uygulanması gerekmektedir. Aynı yasanın 23.maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu halde Genel Mahkeme tarafından yazılı şekilde işin esasına girilip hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup doğru görülmediği” gerekçesi ile yerel mahkeme kararı bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bozma ilamına uyulması yönünde ve davacının davasının kısmen kabulü ile, Gaziantep 10. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2687 Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun 1.366,78 TL’ye yönelik itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, karar altına alınan miktar bilirkişi incelemesi ile belirlenmiş olduğu likit görülmediğinden fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacı tarafın otomatik dönem tahakkuku ve kaçak tahakkukuna ilişkin alacağa vaki takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda salt kaçak tahakkuku yönünden inceleme yapılmış; takibe konu otomatik dönem tahakkukuna yönelik faturalar yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bu itibarla dosyanın Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve söz konusu yönetmelik doğrultusunda çıkarılan 622 sayılı EPDK kararı doğrultusunda ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdiiyle, otomatik dönem tahakkuklarının da değerlendirmeye alınarak Yargıtay ve taraf denetimine elverişli, bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.