YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20457
KARAR NO : 2015/16358
KARAR TARİHİ : 21.10.2015
MAHKEMESİ : KIZILTEPE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2010/150-2013/946
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davalıların murisi ile adi yazılı bir sözleşme yaparak arazisinin bir bölümünü satın aldığını ve parasını ödediğini, ancak murisin vefat ettiğini iddia ederek sözleşme tarihinde ödenen rayiç değerinin tespit edilerek bu paranın iadesinin talep edildiği tarihteki reel değerinin bulunarak iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın iddia ettiği söz konusu tutanağın yapıldığı tarihin göz önünde bulundurulduğunda ve en geç 20.07.2000 tarihi bile göz önünde bulundurulduğunda sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak iddiası zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK’nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, sözleşme geçersiz de olsa taraflar arasında gayrimenkulün satım konusunda akti ilişki bulunması sebebiyle BK. 125.maddesine (6098 sayılı BK’nun 146.maddesine) göre zamanaşımı süresi sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 10 yıldır.
Somut olayda; davacı ile davalıların murisi arasında yapılan harici satım sözleşmesi 30.03.2000 tarihinde yapılmış olup, dava tarihi olan 01.03.2010’da 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamış, dava süresi içerisinde açılmıştır.
Mahkemece, davanın esasına girilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.