Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/20217 E. 2015/16421 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20217
KARAR NO : 2015/16421
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2014
NUMARASI : 2012/91-2014/302

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davalının kayıtsız sayaçtan kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek hakkında tutanak tanzim edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali ve inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabında; kaçak elektrik kullanmadığını, bahsi geçen tarihlerde depremzedelerin evde kaldığını savunarak davanın reddini dilemişitir.
Mahkemece; davalının kaçak elektrik kullandığı, bu nedenle 2.107.50 TL elektrik borcu ile 2.975.63 TL gecikme cezası ile 535.62 TL gecikme cezasının KDV’si olmak üzere toplam 5.618.62 TL borçlu olduğu belirtilerek davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmektedir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesine göre, ”Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “ Süre ” başlıklı bölümünde;
“Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda, aşağıda belirlenen süreler esas alınır.
1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
b) Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesinin veya her ikisinin de yapılmadığı yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup, bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün alınır hükmü yer almaktadır.

Kaçak elektrik tutanakları 15.10.2004, 02.02.2005 ve 02.06.2005 tarihli olup, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 21.03.2003 tarih ve 122 sayılı ve 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı Kurul kararlarında kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda hangi sürelerin nazara alınacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda idarece tanzim edilen fatura bilgileri tekrar edilmekle yetinilmiş, denetime ve ilgili yönetmelik hükümlerine, EPDK kararlarına uygun hesaplama yapılmamıştır.
Yine davada her ne kadar gecikme zammı ve gecikme zammı KDV’si talep edilmiş ise de; kaçak kullanımda gecikme zammı olmaz. Gecikme zammında faiz karakteri yoktur. Gecikme zammı faiz niteliğinde olmadığı, gibi faiz benzeri olarak da kabul edilemez.
Sözleşmelerde kararlaştırılan gecikme zammı hukuki niteliği itibariyle bir borcun gününde ödenmemesi halinde alacaklının gecikme zammı süresince borçluya tanıdığı vade karşılığı belirli bir oranda borca yapılan ilave niteliğindedir. Gecikme zammı gecikme faizi değildir. Gecikme zammında da bir para borcunun geç ödenmesi bahis konusudur. Gecikme faiz talebinde bulunabilmek için borçluyu temerrüde düşürmek gerektiği halde, gecikme zammında buna lüzum yoktur. Ne var ki, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince gecikme zammı isteminin aynı zamanda yasal faiz uygulanması gerektirdiği gözetilerek ödenmeyen bedele yönelik olarak yasal faiz uygulanması gerekmektedir.
O halde mahkemece; dava dosyasının bilirkişiye yeniden tevdii ile, yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davacının davalı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin tutanaklarının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan Yönetmelik ve EPDK kararı hükümlerine göre ayrıca davacının gecikme zammı talebi yasal faiz olarak değerlendirilip, takip tarihine kadar işlemiş yasal faiz oranını hesaplattırılarak, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının Yargıtay ve taraf denetimine elverişli şekilde belirlenmiş ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.