YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20109
KARAR NO : 2015/16466
KARAR TARİHİ : 22.10.2015
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2014
NUMARASI : 2013/442-2014/130
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında 24/10/2011 tarihinde adi yazılı şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme gereğince edimini yerine getirmediğini belirterek 05/07/2013 ile 05/10/2016 vade tarihleri arasında kalan sözkonusu sözleşme gereğince davalıya verilen ¨1.166,00 bedelli toplam ¨46.640,00 tutarındaki 40 adet bonoların ve taksitlerin ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshine, davalıya ödenen ¨93.360,00’nin sebepsiz zenginleşme kuralı gereğince güncellenerek ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, icra dosyasına mükerrer ödenen ¨4.569,00’nin avans faizi ile birlikte istirdadına, sözleşme gereğince ¨431,00 rayiç kiranın faizi ile davalıdan tahsiline, ¨5.000,00 manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne; taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshine; davacı tarafından ödenen toplam ¨93.360.00’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 2/2.maddesi gereğince merkez bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine; davacı tarafça Küçükçekmece 4.İcra Müdürlüğü’nün 2013/5037 takip sayılı dosyasında mükerrer ödediği, 4.569,00’nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 2/2.maddesi gereğince merkez bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine; davacı vekilinin 09/04/2014 tarihli rayiç kira talebinden feragat etmesi sebebi ile rayiç kira bedeline yönelik talebin reddine; sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya verilen ve davacı tarafından ödenmeyen senetlerin davacıya iadesine, manevi tazminat talebinin reddine; karar verilmiş, verilen bu hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
1-)Ancak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297.maddesi (HUMK.388.md), hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.
Davada, mahkemece, sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya verilen ve davacı tarafından ödenmeyen senetlerin davacıya iadesine, karar verilmiş, ne var ki, hükümde senetlerin ayırıcı özelikleri (tanzim tarihi , no su , v.b )belirtilmemiştir .
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek hüküm fıkrasında sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya verilen ve davacı tarafından ödenmeyen senetlerin davacıya iadesine dair hüküm fıkrasında senetlerin ayırıcı özellikleri ; (Tanzim tarihi , nosu v.b ) tek tek belirtilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, HUMK 388 ve HMK 297 maddesine aykırı infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-)Sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya verilen ve davacı tarafından ödenmeyen senetlerin davacıya iadesine dair karar alınmasına rağmen; iadesine karar verilen sözkonusu senetler yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Hükümleri Uyarınca davacı lehine vekalet ücretine hükmolunmaması usul ve yasaya aykırı olup , bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.