Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/20001 E. 2015/16349 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20001
KARAR NO : 2015/16349
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : ERZİN 1. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2014
NUMARASI : 2013/592-2014/429

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin ……….. no.lu elektrik abonesi olduğunu, Ocak 2011-Temmuz 2013 dönemleri arasında faturalarda, kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletişim bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli adı altında toplam 1.210,95TL tahakkuk ettirildiğini, bedellerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu iddia ederek 1.210TL’nin 26.06.2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsili talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece gerekçeli kararda; davacı vekilinin talebinin komisyon ve masraf kesintisi adı altında davacıdan yapılan kesintinin tahsili olduğu belirtilerek, bankanın söz konusu krediye ilişkin zorunlu, makul ve belgeli masrafların ispatını yapamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 1210,95 TL esas alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasanın 141’nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
Somut olayda; dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğu halde, mahkemece kararın gerekçe kısmında dava, komisyon ve masraf kesintisi adı altında davacıdan yapılan kesintinin tahsili olarak değerlendirilmiş, davacı vekilinin dilekçesinde talep ettiği 1.210,95TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Gerekçeli kararın gerekçe bölümü ile hüküm kısmı birbiri ile ve dosya kapsamı ile çelişkilidir.
Gerekçeli kararın, davacı tarafın talebine ve dava konusuna ilişkin kısmı ile hüküm kısmı arasında çelişki bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır. Bozma sebep ve şekline göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.