YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19812
KARAR NO : 2015/12012
KARAR TARİHİ : 29.06.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2012/2472-2013/2694
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacının konutuna su aboneliği kurulması için davalı kuruma başvurduğunu, davalı kurum tarafından toplam 5.635.08 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini, davalı kurumun talebinin yasal olmadığını, davacının ödemek zorunda kaldığını, ileri sürerek 5.635.08 TL nin ödeme tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak davacının davalıya 5.635,08 TL borçtan sorumlu olmadığının tespitine, 5.635,08 TL istirdat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.
Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan ASKİ tarifeler yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacı, kendisinden alınan kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinin iadesine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda seçenekli görüş sunulmuş; abonelik tarihinde (22/03/2010) yürürlükte olan ASKİ tarifeler yönetmeliğinin 39. maddesine göre fark bedelin 5.559.90 TL olduğu belirlenmiş,diğer seçenekte ise yeni hat / yeni ıslah çalışması yapılmadığı, ASKİ yönetim kurulunun kararını değiştiren 04/07/2012 tarihli yönergeye göre davacıdan bu bedellerin talep edilemeyeceği belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporundaki ikinci seçenek benimsenerek hükme dayanak alınmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre davalı tarafça hizmet götürüldüğü kanıtlanmış ise; iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı bu bedellerden sorumlu olur; aboneliğin iskan tarihinden sonra olmasının; iskan tarihinden sonra yeni hizmet sunulmasının bir önemi bulunmamaktadır. ASKİ tarifeler yönetmeliğinin 39.maddesi abonelik tarihi itibari ile yürürlükte olduğundan bu tarihten sonra yapılan değişikliğin uygulanması gerektiğine ilişkin görüş de isabetli bulunmamıştır.
Bu nedenlerle mahkeme, davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile bilirkişi raporuna yapılan itirazların karşılanması için ek bilirkişi raporuda alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.