Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/19778 E. 2015/16282 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19778
KARAR NO : 2015/16282
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : SAKARYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/214-2014/325

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının kaçak elektrik kullandığını, hakkında kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, ceza tahakkuku yapıldığını, bildirime rağmen borcunu ödemediğini, Sakarya 5. İcra Müdürlüğünün 2009/1135 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, alacağının varlığının sabit olduğunu, davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, davalı borçlunun 3.142,50 TL borcunun asgari %20 icra inkar tazminatı ve takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı beyan dilekçesinde; kendi kullanımı dışında yer alan bürodaki sayaç nedeniyle hakkında borç çıkarıldığını, mevcut sayacın kendisinden önceki kişilerin kullanmış olduğunu, asıl kullandığı saatin aboneliğini işe başlar başlamaz yaptırdığını, geçmişe yönelik borçlarını dahi ödediğini belirtmiştir.
Mahkemece; davalının sayaçtan kullanılıp ödenmeyen sarfiyattan sorumlu olması gerektiği, davacı şirketin kaçak tutanağı ile ilgili talep hakkının olduğu, alacak miktarının likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dava, kaçak elektrik kullanımına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde ;
”Gerçek veya tüzel kişilerin;
a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; 21.05.2009 tarihinde davalı hakkında abone olmadan enerji kullandığı gerekçesiyle kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, toplamda 3.142,50 TL kaçak tahakkuku yapıldığı, tahakkuk miktarı üzerinden icra takibine başlanıldığı görülmektedir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK.nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı kurum tahakkukları esas alınarak tahakkuk yapıldığı, kaçak elektrik kullanım hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmadığı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; Elektrik Tarifeleri Ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun değildir .
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın uzman bilirkişiye verilerek, takibe konu toplam bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre ayrıca ve denetime elverişli olarak hesaplanması için rapor alınarak, davacı kurumun talep edebileceği alacağın belirlenmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre; dava konusu kaçak elektrik kullanımına ilişkin olduğu kabul edilmesine rağmen, davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedildiği, itirazın iptali davasına konu alacağın varlığının ve miktarı yargılama sonucu toplanan deliller ile bilirkişi raporu alınarak yapılan hesaplamalar sonucu belirleneceği, bu nedenle alacak likit kabul edilemeyeceğinden İİK’nın 67.maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.