YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19777
KARAR NO : 2015/16280
KARAR TARİHİ : 21.10.2015
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/388-2014/226
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin müvekkili hakkında Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3455 sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, takibin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm elektrik borçlarını ödediğini, davaya konu elektrik tüketimine ilişkin davacı hakkında Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/749 Esas sayılı dosyasıyla elektrik hırsızlığı suçundan dava açıldığını, yargılama sonucunda beraat kararıyla elektrik hırsızlığı suçunu işlemediği ve borcu olmadığının sabit olduğunu, kararın itiraz edilmeden kesinleştiğini, kaçak kullanım bedelinin kabul edilemeyeceğini, alacaklının kötüniyetli olduğunu belirterek, davacının borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, davacı hakkında 17/03/20011 tarihinde kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, 11/5/2011 tarihinde kaçak tahakkuku yapıldığını, icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz olunmaksızın kesinleştiğini, davanın yasal mesnetten yoksun olduğunu, ceza davasındaki bilirkişi raporunda sayaçta delik olduğunun bilirkişilerce tespit edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; sayaçtaki deliğin eski tarihli olması, delik olmasının tek başına kaçak elektrik kullanıldığını göstermeyeceği, sayaç diskinin dönmesinin durdurulmasının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün 2011/3455 sayılı dosyasına konu alacak yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu kaçak elektrik tespit tutanağı tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde ;
”Gerçek veya tüzel kişilerin;
a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; davalı elektrik şirketi tarafından davacı hakkında 17/03/2011 tarihinde sayacın sağ ön taraftan delinerek kaçak elektrik kullanılması nedeniyle kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği ve kaçak elektrik tahakkuku yapıldığı görülmektedir.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerdendir. Davacı taraf tutanağın aksini ispat edememiştir.
Ayrıca Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 53.maddesi hükmünde, “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” denilmektedir. Aynı düzenleme yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel şekilde düzenlenmiştir. Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Davacı hakkında Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/749 Esas- 2011/892 Karar sayılı ceza davasında, mahkemece delil yetersizliğinden beraat kararı vermiştir. BK 53(TBK 74.)maddesine göre; ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşacağından söz edilemez. Kaldı ki; ceza mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporunda dahi kaçak elektrik kullanıldığı sonucuna varılmıştır.
O halde mahkemece, dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilerek kaçak elektrik bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. ve 15. maddeleri ve yönetmeliğinin atıf yaptığı EPDK tarafından yayımlanan “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Başlıklı 29.12.2005 tarih ve 622 sayılı kararın 1-A, 1-B ve 1- C maddeleri uyarınca değerlendirme yapılarak rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.