YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19688
KARAR NO : 2015/16448
KARAR TARİHİ : 22.10.2015
MAHKEMESİ : YUNAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2014
NUMARASI : 2014/53-2014/167
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı kurum tarafından 2007 yılında kaçak elektrik tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa istinaden hırsızlık suçundan Yunak Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu müvekkilinin beraat ettiğini, davacının kaçak elektrik kullanmadığının kesinleşmesine rağmen davalı kurumun icra takibi başlattığını, müvekkilinin icra tehditi altında 14.057,13 TL ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, kaçak elektrik tahakkukundan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdatına karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde ; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 31/10/2013 tarih ve 2012/5670 Esas 2013/17896 Karar sayılı ilamı ile;” Dava konusu olayda davacı tarımsal sulama abonesi olup 4077 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin taraf olduğu bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Hal böyle olunca, davanın Tüketici Mahkemesinde çözümlenmesi mümkün değildir. Bu duruma göre uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içindedir. O halde mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılıp karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde Tüketici Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 1.3.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, ” sayaca müdahale edilerek ” mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında, tarımsal sulama abonesi olan davacı tarafın, sayaca müdahale ederek kaçak kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı açıklanmasına rağmen, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 622 sayılı kararına göre değerlendirme yapılmamış; mahkemece bu bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Talep edilen kaçak tahakkuk bedelinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararında açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı hükümlerine göre belirlenmesi konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.