Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/19657 E. 2015/14981 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19657
KARAR NO : 2015/14981
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : BURSA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2014
NUMARASI : 2013/276-2014/221

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; banka personeli olan davacının, davalıya ait çek hesabında para olmadığı halde yanlışlıkla çek hamiline ödeme yaptığını; davacının, 31/12/2008 tarihinde 3.500.00.- TL bedeli ödeyerek bankanın zararını kapattığını; davalının ise, başlatılan icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; yetki itirazında bulunmuş, talebi reddedilmiş, bu konudaki karar davalıya tebliğ edilmiş, davalı esasa yönelik beyanda bulunmamıştır.
Mahkemece; itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına yer olmadığına dair karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacının, 17/10/2011 tarihinde 3.500.00.- TL asıl alacak, 1.717.21.- TL faiz olmak üzere toplam 5.217.21.- TL’nin tahsili için giriştiği icra takibine (davalının) itirazı üzerine takip durmuştur. Bunun üzerine, davacı vekilince, dava dilekçesinde harca esas değeri 3.500.00.- TL göstererek ve bu miktar üzerinden hesaplanan harcı ödeyerek itirazın iptali davası açılmış, mahkemece; asıl alacak ve faiz ayrımı yapılmaksızın takibin tamamının devamına karar verilmiştir.
Oysa, HUMK.’nun 74. maddesi (6100 sayılı HMK’nun 26. maddesi) gereğince, Hakim, iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Ayrıca, sebepsiz zenginleşme nedeniyle temerrüt faizi yürütülmesi için borçlunun, yani haksız mal edinenin ya bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren başlar.(BK 101. ve TBK 117/1. maddeleri)
Somut olayda; davacı, takipten önce davalı borçluyu temerrüde düşürdüğünü ispat edemediğinden, yazılı şekilde takip tarihinden öncesi dönem için temerrüt faizine hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; 3.500.00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilinin ve takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.