Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/19644 E. 2015/16441 K. 22.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19644
KARAR NO : 2015/16441
KARAR TARİHİ : 22.10.2015

MAHKEMESİ : SİVEREK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2014
NUMARASI : 2013/353-2014/443

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, 23.09.2011 tarih 73420 seri numaralı tutanak ile ………AŞ (……… Elektrik Dağıtım A.Ş) Şanlıurfa İl Müdürlüğü ekipleri müvekkili hakkında kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenip kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, tahakkuk miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalıya 197.101,94 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile,davacının davalıya 177.003,97 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ” dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir.
Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır.
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
Somut olaya gelince; davacı, dava dışı …….AŞ (……. Elektrik Dağıtım A.Ş) abonesi olup, kaçak elektrik tespit tutanağı da anılan kurum tarafından düzenlenmiştir. Bu nedenle, davanın da…………AŞ aleyhine açılması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, mahkemece; davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.