YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19591
KARAR NO : 2015/15014
KARAR TARİHİ : 05.10.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2014
NUMARASI : 2013/135-2014/193
Taraflar arasındaki sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Mahkemece verilen hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; kararın davacılar vekiline usulüne uygun tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Zira, davacılar davayı vekil aracılığıyla takip etmiş olup, Tebligat Kanunu’nun 11.maddesi gereğince vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Oysa, tebligat evrakında tebliğin vekile değil birlikte çalışan işçi R. E. imzasına tebliğ olunduğu görülmüştür.
Tebligat Kanunu 17.madde ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Yönelik Yönetmelik 26. maddesine göre belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatı icra edenler o yerde bulunmadıkları taktirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
Bu şekilde yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın o yerde bulunmadığının ve bulunmama sebebinin tebliğ evrakına yazılması; ayrıca, tebliğ yapılan kişinin de daimi memur (sekreter) veya müstahdemi olduğunun açıkça belirtilmiş olması gereklidir.
Davalı vekiline yapılan tebligatta; davacı vekilinin tebliğ tarihinde adreste bulunup bulunmadığını mazbatada görülmemiştir. Ayrıca “Birlikte çalışan işçi” ifadesi de muğlak olup, tebliğin kime yapıldığı hususunun açık ve anlaşılır olması gerekmektedir.
Bu nedenle, yapılan tebligat usulsüz olduğundan; kararın davacılar vekiline usulüne uygun tebliğ edilmesi, temyiz süresi beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.