YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19577
KARAR NO : 2015/15152
KARAR TARİHİ : 06.10.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/323-2013/338
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalının abonelik sözleşmesi imzalayarak elektrik kullandığını, tahakkuk eden ve faturalandırılarak kendisine bildirilen elektrik kullanım bedelini ödemediğini; bu nedenle, davalı hakkında alacağın tahsili amacıyla Şişli 7. İcra Müdürlüğünün 2010/23939 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapıldığını; ancak, davalının takibe haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu iddia ederek, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; kendisinin İzmir’de ikamet ettiğini, dava konusu yer ile ilgisinin bulunmadığını, ödenmeyen faturaların birikmesi nedeniyle davacı idarenin elektriği kesmediğini ve faturaların birikmesine sebebiyet verdiğini, istenen faiz miktarının çok yüksek olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; faturaların tahakkuk ettirildiği dönemde, davacının elektriğin kullanıldığı adresle bir ilişkisinin bulunmadığı, anlatılan durum karşısında taşınmazda başkalarının oturduğu ve verilen elekkrik hizmetinden sonraki oturanların yararlandığı, abonman sözleşmesinin ancak taşınmaz ile birlikte anlam ifade edilebileceği, davalının kullanmadığı elektrik hizmetine ilişkin faturalar için sorumlu tutulamayacağı, tahsil edilmek istenen hizmet bedelinin ancak hizmetten yararlanan kişilerden talep edilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; davacının aboneliğinin bulunduğu yerde elektrik kullanılmasından dolayı sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak; abone sözleşmesi kimin adına düzenlenmiş ise, tüketim bedelinden o kişi, eş söyleyişle sözleşmenin tarafı olan abone sorumludur.
Taşınmazda kullanılan elektrik bedelinden, bu elektriği fiilen kullanan kişinin sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Ancak, bu sorumluluk davacı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır.
Hem fiilen elektrik kullanan şahsın, hem de abonenin sorumluluğunun bulunduğu; bu durumda, kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kullanıma sebebiyet veren abone olan davacının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gereğince, davacı abonenin de kullanılan elektrik bedelinden sorumlu olacağı kabul edilip, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.