YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19270
KARAR NO : 2015/5317
KARAR TARİHİ : 31.03.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. AİLE(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2014
NUMARASI : 2013/655-2014/276
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 31.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. S.. Ç.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. H.. T.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; İstanbul Anadolu 14.Aile Mahkemesinin 2012/698 Esas sayılı dosyasında ara kararı ile davacı için 2.000 TL, müşterek çocukları Emircan ve Nur İlayda’nın her biri için 1.000 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, söz konusu alacaklarla ilgili olarak İstanbul Anadolu 20.İcra Müdürlüğünün 2013/7475 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, karşı tarafın takibe itiraz ettiğini, aylık 4.000 TL üzerinden 2012 yılı Kasım-Aralık, 2013 yılı Ocak,-Şubat-Mart-Nisan-Mayıs-Haziran aylarına ait toplam 32.000 TL tedbir nafakası alacağı talep edildiğini, karşı tarafın 75.000 TL nin davacı tarafından alındığından mahsup edilmesi gerektiğini bildirdiğini, ancak mal paylaşımı sırasında maddi ve manevi tazminat taktir edilirken bu hususta karar verileceğini ve Hakim’in buna hükmedeceğini bildirerek davalının itirazının iptali ile takibinin devamına, haksız yere itiraz eden davalının kötü niyetli olması nedeniyle % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7475 Esas sayılı dosyasında asıl nafaka alacağı 28.000 TL üzerinden itirazın iptaline, ve takibin devamına, fazlaya dair davacı tarafın itirazın iptali isteminin reddine davalı tarafın yaptığı itirazın yargılamayı gerektirdiğinden ve terditli itiraz yapmış bulunduğundan kötüniyetli olduğu kanıtlanmadığından davalı hakkındaki kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; birikmiş nafaka alacaklarının tahsili amacıyla yapılan takibe itirazın iptali isteminden ibarettir.
Somut olayda, davacı İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin 2012/698 Esas sayılı dosyasında ara kararı ile, kendisine müşterek çocuklar için hükmedilen toplam aylık 4.000 TL tedbir nafakasının 2012 yılı Kasım, Aralık 2013 yılı Ocak-Haziran aylarına ait toplam 32.000 TL birikmiş nafaka alacağının tahsili amacıyla 17.06.2013 tarihinde İstanbul Anadolu 20. İcra Dairesi 2013/7475 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış, 27.11.2012 ile 27.06.2013 tarihleri arasında biriken toplam 8 aylık tedbir nafakası alacağı talep edilmiştir.
Takip borçlusu (davalı) vekili 03.07.2013 tarihinde, borca itirazında; “Takibe konu alacağın tedbir nafakası olup, 27.11.2012-17.06.2013 aylarına ait toplam 7 aylık miktarın 28.000 TL olduğundan, fazlaya ilişkin kısma itiraz ettiğini” belirtmiş ve itirazın devamında “Taraflar arasında görülen İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin 2012/698 E.sayılı dosyasında davacının müvekkilden 75.000 TL aldığını kabul ve ikrar ettiğini, takibe konu alacağın bu miktardan mahsup edilmesini” istemiştir.
Mahkemece, davalının takas mahsup istemekle birlikte nafakanın tamamına itiraz ettiği kabul edilmiş, ancak taraflar arasında 75.000 TL paranın alınması konusu kesinleşmiş bir belgeye dayalı olmayıp, böyle bir paranın var olup olmadığı, varsa davacı tarafından alınıp alınmadığı yargılama ile ortaya çıkacağı, hukuken bu haliyle takas ve mahsubun istenmesi davacı tarafça kabul edilmediği sürece mümkün görünmediği gerekçesiyle takas ve mahsuba ilişkin talebi reddedilmiştir.
Ne var ki; mahkemece, İstanbul Anadolu 14.Aile Mahkemesinin 2012/698 Esas sayılı dosyasında davacının davalıdan 75.000 TL aldığına ilişkin kabul ve ikrarı olup olmadığı irdelenmeden ve davacının dava dilekçesinde bildirdiği üzere taraflar arasında mal paylaşımına ilişkin bir dava olup olmadığı araştırılıp, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca; Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır (HMK.m.126).
Yargılama giderlerine, mahkemece re’sen hükmedilen yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir.
Hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükleneceği, mahkemece ilamın altına yazılır(HMK.m.332).
Bu yasal düzenlemeler karşısında, hüküm fıkrasının 6.maddesinde yargılama giderlerinin miktar ve dökümlerinin ilamın altına yazılmaması usul ve yasaya aykırı görülerek bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.