Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/18828 E. 2015/16645 K. 26.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18828
KARAR NO : 2015/16645
KARAR TARİHİ : 26.10.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2014
NUMARASI : 2012/193-2014/66

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı hakkında Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2011/7441 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan icra takibi ile ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalının takibe, borca ve faize itiraz ederek takibin durduğunu, davalının itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itiraz dilekçesinde belirttiği hususların hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, itirazın kötü niyetli olduğunu, haksız ve kötü niyetli olarak takibi sürüncemede bırakmak isteyen davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, bu nedenlerle asıl alacağa işleyecek değişen oranda yasal faiz üzerinden ASKİ Tarifeler Yönetmeliği ve genel hükümler uyarınca sorumlu olan davalının itirazının iptalini, takibin devamını, talep ve dava etmiştir.
Davalı apartman yöneticisi cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; “…Kaçak su tutanağı düzenlenen yerin apartmanın ortak alanı olduğu, ortak alandaki su kullanımı sebebi ile yönetici hakkında icra takibi yapılarak şikayette bulunulduğu, kaçak su kullanılmasının ispat görmemesi sebebi ile yönetici olan davalının ceza dosyasında beraat ettiği, her halükarda ortak alanda kullanılan suyla ilgili kaçak su bedelinin yöneticiden talep edilemeyeceği; kat maliki veya kiracılara yönelik takip yapılması gerektiği” gerekçesiyle Husumet de dikkate alınarak davanın REDDİNE, karar verilmiş, sözkonusu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı idare elemanlarınca düzenlenen 25.09.2011 tarihli kaçak su kullanma tutanağı incelendiğinde, apartman temizliği için yangın hortumundan su kullanıldığı tespit edildiğinden, Apartman Yöneticisi T.. Ö.. adına tutanak düzenlenmiştir.
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesinde yöneticinin görevleri ayrı ayrı gösterilmiştir. Bu görevler ana gayrimenkulun yönetimi ile ilgili olup, yönetimin gerektirdiği ortak giderleri yapmak yetkisini de içermektedir. Yönetici, Yasadan aldığı temsil yetkisine dayanarak çeşitli sözleşmeler kurabilir. İşte bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda yönetici dava açabileceği gibi, yöneticiye karşı da dava açılabilir. Şu husus da belirtilmelidir ki yönetici, vekaletname ile tayin edilen bir vekil gibi değildir. Yasal bir temsilci olup yetkisini yasadan almaktadır. Bu sıfatla yaptığı sözleşmeden dolayı kendisine husumet yönetilebilir. Öte yandan kat malikinin veya kat malikleri kurulunun ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunmaması, yöneticinin özel kanundan doğan temsil yetkisini ortadan kaldırmaz. Sonuç olarak denilebilir ki, yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda, aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmaktadır. Aksinin benimsenmesi durumunda ise, bu kez üçüncü kişilerin yönetici ile sözleşme yapmaktan kaçınacakları ve bundan kat maliklerinin zarar görecekleri kuşkusuzdur.
Davaya konu kaçak su kullanma tutanağının ve kaçak tahakkukunun davalı apartman yöneticiliği adına düzenlendiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu durumda davalı yönetime 634 Sayılı Yasa’nın 35.maddesine göre husumet yöneltilebileceğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, mahkemece işin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.