Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/18741 E. 2015/4855 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18741
KARAR NO : 2015/4855
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2011/473-2013/746

Taraflar arasındaki tapu iptali- tescil, alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. Y.. S.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. Ö.. K.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili davacının, davalıların murisinden harici sözleşme ile tapulu bir taşınmaz satın aldığını ve bedel olarak da 74.000 Gulden karşılığı Türk lirası ödediğini; ancak, tapu devrinin gerçekleşmediğini beyan ederek; taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde ödenen bedelin, dava tarihi itibari ile ulaşacağı alım gücü, uzman bilirkişiler tarafından hesaplanmalı, fazlaya ilişkin hak saklı tutularak, 101.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar savunmasında; davacıdan taşınmaz satışına ilişkin olarak 58.000 Gulden aldıklarını, bunun dışında başka bir ödemenin yapılmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafından alındığı kabul edilen 58.000 Gulden’in ödeme tarihindeki TL karşılığının, dava tarihi itibariyle güncellenmiş değerinin 443.335 TL olduğu belirtilmiştir. Islah dilekçesi ile, müddeabih artırılmıştır.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 443.335,33 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ıslah edilen kısma ıslah tarihi olan 19.11.2013 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, satış bedeli ödeninceye kadar davacı lehine dava konusu taşınmazda hapis hakkı tanınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili süresinde temyiz etmiştir.
Davada, geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin, TBK’nın 77-82.maddeleri (BK’nın 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davalılar tarafından, davacı aleyhine dava konusu taşınmaza ilişkin olarak meni müdahale davasının açıldığı, mahkemece, davanın kabulü ile, davacının taşınmaza vaki müdahalesinin men’ine karar verildiği ve verilen kararın onanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
TMK’nın 705, BK’nın 213 (TBK’nın 237), Tapu Kanunu’nun 26, Noterlik Kanunu’nun 60.maddeleri gereğince ve HGK’nun 15.11.2000 tarih, 2000/13-1612 E, 2000/1704 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; taşınmazın devrine ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadıkça geçersizdir.
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi “Denkleştirici Adalet” düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut verileri tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki (olayımızda,davacı aleyhine açılan meni müdahale davasının kesinleşme tarihi) alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin TEFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bir bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir.
Somut olayda; geçersiz satış sözleşmesi nedeni ile ödenen bedelin davacıya iadesine karar verilmesi yönündeki değerlendirmede bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davacı taraf, geçersiz sözleşmeye göre talepte bulunmakla; satış bedeli olarak davalıya yapılan ödemenin ifanın imkansız hale geldiği tarihteki(28.02.2011 tarihindeki) güncellenmiş değerine hükmedilmesi gerekirken, hatalı bilirkişi raporuna dayalı olarak, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.