Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/18620 E. 2015/4854 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18620
KARAR NO : 2015/4854
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

MAHKEMESİ : BURSA 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2012/5938-2014/1653

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av. H.. A.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. E.. B.. Ç.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili davacının, 1999 yılı Nisan ayı içinde davalı müteahhit ile yaptıkları satış sözleşmesi gereğince, dava konusu taşınmazı 7,500.00.-TL’ye satın aldığını; satın aldıktan sonra 2.500,00.-TL.’yi bulan bir takım zaruri masraflar yaptığını, 2000 yılı Mayıs ayından itibaren de kullanmaya başladığını; ancak, tapu devrinin gerçekleşmediğini ve daireyi iadeye hazır olduklarını beyan ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, ödediği daire bedeli için 170.000,00.-TL. ile faydalı ve zaruri masraflar için ödediği 2.500,00.-TL.olmak üzere toplam 172.500,00.-TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; davacının, taşınmazı imar ve ruhsat sorunları olduğunu bilerek satın aldığını; bu nedenle, sözleşmenin geçersiz bulunduğunu beyanla, tek taraflı olarak akdi feshetmenin mümkün bulunmadığını, karşılıklı edimler ifa edilmekle akdin geçerli hale geldiğini,davanın zamanaşımına uğradığını,talep edilen bedelin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dava tarihi itibariyle dairenin rayiç bedeli olan 130.000,00 TL’den, kullanım kira bedeli olan 42.733,38.-TL’nin mahsubu, faydalı ve zaruri masraflar 2.500,00.TL’nın ilavesi ile sonuç olarak 89.766,62.’TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,verilen bu kararın taraflarca temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 12/12/2011 tarihli ve 2011/10880 E. 18532 K .sayılı kararı ile “….1-Davacı, satın aldığı halde tapuda devredilmeyen dairenin rayiç bedeli ve yaptığı faydalı masrafların tahsili talepli, bu davayı açmıştır. Mahkemece, dava tarihi itibariyle dairenin rayiç bedeli olan 130.000 TL’den davacı sekiz senedir dairede oturduğu için hesaplanan kira bedeli mahsup edilerek bulunan miktara, faydalı masraflar da ilave edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu dairenin, harici sözleşme satışı ile satışı geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayanarak, davacının daireden yararlanma bedeli mahsup edilemez. Ayrıca, taleple bağlı kalarak dairenin 18.6.2007 tespit tarihindeki rayiç bedeli saptanarak, buna hükmedilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi usulü ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir….” gerekçesi ile bozularak mahalline iade edilmiş, mahkeme tarafından da bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece; yeniden yapılan yargılama neticesinde,davanın kısmen kabulü ile, dava konusu dairenin 18.6.2007 tarihindeki rayiç bedeli olan 165.000,00. TL’ye, faydalı ve zaruri masraflar olan 2.500,00.TL.’nin ilavesi sonucu, toplam 167.500,00 TL.’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 994. maddesi gereği “İyi niyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden, şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir.”
Aynı düzenleme, Türk Borçlar Kanunu’nun 80. maddesinde de yer almaktadır.Buna göre “…Zenginleşen iyi niyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri ,geri verme isteminde bulunandan isteyebilir..”
Bu yasal düzenlemelere göre, davacının yapmış olduğu zaruri ve faydalı giderleri, davalı taraftan isteme hakkı bulunmaktadır.
Ne var ki, dosya münderecatından; davacının, taşınmazı halen kullandığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, taşınmaz tahliye edilmeden, yapılmış olan faydalı ve zorunlu giderlerin talep edilemeyeceği dikkate alınmadan; bu giderlerin hüküm altına alınmış olması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan dosyanın incelenmesinden; davalı yüklenicinin dava dışı 3.şahıslar ile yaptığı 06.11.1998 tarih ve 71515 sayılı Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesi gereğince, alacağın temliki hükümlerine göre kendisine isabet eden daireyi davacıya satmış olması karşısında, taraflar arasındaki sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; 18.6.2007 tarihi itibariyle, taşınmazın rayiç değerinin 165.000 TL olduğu bildirilmiş; Yargıtay bozması öncesi alınan bilirkişi raporunda ise, 4.9.2007 tarihi itibariyle, taşınmazın rayiç değerinin 130.000 TL olduğu ifade edilmiştir.
Bu durumda, Haziran 2007 yılındaki rayiç değeri 165.000 TL olan bir taşınmazın, ekonomik şartlarda olağandışı bir değişiklik yaşanmadan, Eylül 2007 tarihindeki değerinin 130.000 TL olması hususu dikkate alındığında; raporlar arasında, taşınmazın rayiç değerine ilişkin bedellerde, açık çelişki bulunmakta olup, bu çelişki giderilmeden hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.