Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/18461 E. 2015/10498 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18461
KARAR NO : 2015/10498
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : KOZAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2014
NUMARASI : 2013/101-2014/9

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının, nafakayı ödediği halde, davalının birikmiş nafaka alacağı için icra takibi yaptığını; davacının, icra takip tarihi itibari ile nafaka borcu olmadığını ileri sürerek; borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hazır bulunduğu duruşmada; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne; davacı aleyhine yapılan icra takibine konu olan 2.500,00 TL alacak için davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin derhal durdurulmasına; karar kesinleştiğinde icranın eski hale iadesine, davalı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla, asıl alacağın %20’sine tekabül eden 500,00TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, Aile Mahkemesinde görülür.
2004 sayılı İİK.nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davaları genel hükümlere tabi olup, anılan kanunda göreve ilişkin özel bir hüküm öngörülmemiştir.
Davada; borcun 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen iştirak nafakasından kaynaklandığı, dolayısıyla “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Borç, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir.

Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Görev konusunda kazanılmış hak da sözkonusu olmaz. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde Aile Mahkemesi görevli olduğu halde, anılan yasa maddelerine aykırı olarak, genel mahkemece esasa girilip hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.