YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18459
KARAR NO : 2015/4829
KARAR TARİHİ : 24.03.2015
MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2013
NUMARASI : 2011/519-2013/1253
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili vekili Av. M.. A.. geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, 18.11.2011 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin, taş ocağı işlettiğini; sayaçlarının arızalı olması (tüketim kaydetmemesi) nedeniyle, 2011/5 dönemi tahakkuku olarak 37.849.80 TL’lik fatura düzenlendiğini; sözkonusu tarihlerde, tesislerde çalışma olmadığından böyle bir tüketimin de olamayacağını belirterek; davalıya borçlu olmadığının tespiti ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla elektriğin kesileceği tehdidiyle ve ticari faaliyetin sekteye uğraması riskine karşı ödenen 1.000 TL’nin (ıslah ile 35.355.26 TL’nin) temerrüt tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; uygulamada yanlışlık olmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna göre, davacının ödemesi gereken bedelin 2.494.54 TL olduğu, davacının ıslah ile dava değerini 35.355.24 TL olarak belirtmiş ise de, fatura bedelinin 25.08.2011 tarihinde ödendiği, ıslah talebinin ise 15.04.2013 tarihinde yapıldığı, istirdat davalarının İİK.’nun 72.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, gerekçe gösterilerek hak düşürücü süre geçtikten sonra yapılan ıslah talebinin reddi ile 1.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi, bir davada dayanılan maddi vakıları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle, bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HUMK’nun 76.md, HMK’nun 33.md).
Somut olayda; icra takibi ve takip nedeniyle ödenen herhangi bir borç olmayıp, dava (İİK 72.maddesine dayalı) istirdat davası değildir.
Davada, taraflar arasında mevcut 25.08.2008 tarihli sözleşme kapsamında, elektrik sarfiyatının hatalı hesaplanarak tahakkuk ettirildiği belirtilerek, fazla tahsilatın iadesi talep edilmiştir.
Bu hali ile, taraflar arasındaki ilişki; abone sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. BK’nun 125.maddesi(TBK’nın 146.maddesi) gereği, zamanaşımı süresi sözleşmeden doğan davalarda 10 yıldır.
Mahkemece, davanın sözleşmeden doğduğu ve alacak davası olduğu, BK 125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı uygulanacağı gözetilmeden; yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde, ıslah ile artırılan miktara yönelik talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.