Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/18443 E. 2015/15218 K. 07.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18443
KARAR NO : 2015/15218
KARAR TARİHİ : 07.10.2015

MAHKEMESİ : BESNİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/135-2014/173

Taraflar arasındaki asıl dava olarak menfi tespit, karşı dava olarak itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl dosyadaki davacı (birleşen dosyada davalı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kuruma ait ………….. nolu abonenin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin bu elektrik abonesinin bulunduğu tesisleri tarımsal sulama yapmak amacı ile kullandığını, müvekkiline 2011 yılında bu tesisteki kullanımı karşılığında 06.01.2012 tarihinde 12.943,10 TL ve 15.02.2012 tarihinde 22.847,26 TL olmak üzere toplam 35.790,36 TL’lik fatura gönderildiğini, müvekkilinin faturayı incelediğinde kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmetleri bedeli, sayaç okuma ve iletim bedeli adı altında faturaya ücretlendirme yapılarak müvekkiline gerçek kullanım bedelinden çok daha yüksek borç fatura edildiğini, belirtilen kalemler adı altında elektrik bedeline bir eklenti yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, belirtilen bu sebepler ile kullanılmadığı halde yüksek miktarda fatura düzenlenmesinin usule uygun olmadığından davalı kurum tarafından tanzim edilen faturaların iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinden haksız olarak talep edilen kısmın ayrıca fazladan yazılan ve yasal dayanağı olmayan kalemlerin tespit edilerek şimdilik 100,00 TL’lik kısmı yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde; 4628 sayılı yasanın verdiği görev ve yetkiye dayanarak enerji piyasası düzenleme kurumu tarafından belirlendiğini, kurum kararlarının idari bir işlem olduğunu ve davanın idari yargıda ve enerji piyasası düzenleme kurumuna karşı açması gerektiğini, açılan davaya görev ve husumet yönünden itiraz ettiklerini, ayrıca davacının elektrik borçlarını ödememeyi alışkanlık haline getirdiğini ve kötüniyetli olduğunu, enerji piyasası kurumunun 28.12.2010 tarih ve 2999 sayılı kurum kararıyla uygulamaya konulan fiyat tarifeleri tablosunda yer alan ve davaya konu kaçak kayıp bedeli, 4628 sayılı yasanın 9. maddesi, Yüksek Planlama Kurulunun 14.02.2008 tarihli ve 2008/T-5 sayılı kararı ile kabul edilen enerji kitlerin uygulayacağı tüketim birim fiyatı mekanizması usul ve esaslarına göre uygulamaya konulduğunu, daha önceleri birim fiyata dahil edilmiş iken 2999 sayılı kurul kararıyla faturalarda ayrıştırılarak gösterilmeye başlandığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında 1000008190 abone numarası ile tarımsal sulama abonelik sözleşmesi imzalandığını, davalı tarafından 15/11/2011 tarihli faturanın ödenmemesi üzerine Besni İcra Müdürlüğü’nün 2012/772 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, kötüniyetli itiraz edildiğini, davalının haksız olarak yaptığı itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı temsilcisi aşamalardaki beyanlarında; faturalara değil borcun miktarına itiraz ettiklerini, saatin arızalı olduğunu tahmin ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl dosya yönünden davanın reddine, birleşen dosya yönünden davanın kabulü ile; birleşen dosya davalısı S.S. Y.. S.. ve ………… Köyü Sulama Kooperatifi’nin …………. İcra Müdürlüğü’nün 2012/772 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin S.S. Y.. S.. ve …………Köyü Sulama Kooperatifi yönünden devamına, birleşen dosya davalısı S.S. Y.. S.. ve ………….Köyü Sulama Kooperatifi’nin takibe haksız olarak itiraz etmiş olması nedeniyle asıl alacak miktarı olan 12.582,79 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının birleşen dosya davalısı S.S. Y.. S.. ve Aşağı Söğütlü Köyü Sulama Kooperatifi’nden alınarak birleşen dosya davacısı A.. A.. Elektrik Dağıtım A.Ş’ye verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl dosyadaki davacı (birleşen dosyada davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik borcundan kaynaklanan menfi tespit ve itirazın iptali taleplerine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için, davaya konu edilen bedellerin incelenmesinde ve yasal dayanaklarının açıklanmasında yarar vardır.
Kayıp-kaçak bedeli; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp/kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
Kayıp-kaçak bedeli; 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçlarına uygun şekilde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmaktadır.
Perakende satış hizmeti bedeli; perakende satış hizmeti maliyetini (söz konusu fâaliyete ilişkin düzenlemeye esas net yatırım harcamasının itfa tutarı, faturalama ve tahsilat giderleri, tanıtım ve pazarlama giderleri, müşteri hizmetlerine ilişkin giderler, perakende satış ve hizmete ilişkin diğer işletme giderleri, düzenleme giderleri payı, fâaliyet giderleri payı, olağan ve olağan dışı giderler payından fâaliyet ile ilgili diğer gelirler payı ve olağan dışı gelirler payının düşülmesi suretiyle bulunan esas net işletme gideri ve amortisman itfa süresi farkı vergi tutarını) yansıtan bedeldir ve 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 13/1-b-5. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-d bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 4/36. bendi, 5/e bendi ve 10.maddesine göre alınmaktadır.
İletim bedeli; elektrik enerjisinin tüketici sayaçlarına kadar ulaştırılmasında, üreticilerle dağıtım sistemi arasında yer alan iletim sisteminin kullanılmasından kaynaklanan maliyetlerin karşılanması için alınan bir bedeldir ve 4628 Sayılı Kanunun 13/1-b-2. bendi, 6446 Sayılı Kanunun 17/6-b bendi, Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin 8. maddesi ile EPDK kurul kararları ve tebliğlerine göre alınmaktadır.
Yukarıda yasal dayanakları açıklanarak, detaylı olarak belirtildiği üzere kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin, kanunun temel amaçları gözönünde bulundurularak, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleri ile belirlendiği anlaşılmaktadır.
Herşeyden önce; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Vergi Ödevi Başlıklı 73.maddesine göre; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.
Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.”
Bundan başka; 20/01/2001 tarih 4628 sayılı ve 14/03/2013 tarih 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarının; Amaç, Kapsam ve Tanımlar başlıklı 1. maddelerinin 1. fıkralarında; “Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre fâaliyet gösteren, mâli açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim yapılmasının sağlanmasıdır”. hükümleri yer almaktadır.
Bundan ayrı olarak; 22/09/2002 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin; 31. maddesinde “müşterilerin yeterli, verimli, güvenli, sürekli ve ekonomik hizmet almalarını ve hizmet seçeneklerini öğrenmelerini teminen her türlü bilgilendirme fâaliyeti, ilgili tüzel kişiler tarafından ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirilir”.
Aynı yönetmeliğin 33.maddesinde; “bu yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan müşterilerin hakları ve zararlarının tasmini konusunda, Kanunun 11. maddesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ile buna ilişkin diğer mevzuat hükümleri uygulanır”.
08/05/2014 tarih 28994 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin, Tüketicilerin bilgilendirilmesi ile tüketici hakları ve zararların tazmini başlıklı 19.maddesinin 6.bendinde; “Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan tüketicilerin hakları ve zararlarının tazmini konusunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ile ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır”. hükümlerine yer verilmiştir.
Ancak; ilgili mevzuatta amaçlanan husus 1 kw elektrik enerjisinin kullanıcılara ulaşıncaya kadar ki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediği açıktır.
Bu itibarla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kanunun verdiği yetkiye dayanarak; 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede; “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”, “Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ” ve “Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği” ni yayımlamış, sonrasında ise yönetmeliklerin uygulanması için çıkardığı kurul kararları, tebliği ve ikincil mevzuat uyarınca lisans sahibi şirketler elektriği kullananlardan davaya konu edilen bedelleri tahsil etmişlerdir.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere tebliğler ve yönetmeliğin dayanağı olan 4628 ve 6446 sayılı Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
Elektrik dağıtım şirketlerinin EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysa ki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payıda kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir.
Elektrik Piyasası Kanunun temel amaçları çerçevesinde getirildiği ve EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir.
Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK’nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı da sِöylenemez.
Bundan ayrı olarak; elektrik kaybını öِnleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme göِrevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine aittir.
Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedeli gibi davacı dağıtım şirketi tarafından faturalara yansıtılan; dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel öِdediğini bilmesi, eş sِöyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır.
Ne var ki, davaya konu bedeller ile ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yِönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulü de mümkün değildir.
Bu cihetle; dosyadaki yazılara, kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle HGK. nun aynı konuya ilişkin 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararına göre, kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almasının kanun ve yönetmeliğe aykırı bulunduğu, dolayısıyla ancak bu ilkeler doğrultusunda hazırlanan bir bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği, asıl dava yönünden; davacının bu bedellerden sorumlu olmayacağı bu yönüyle menfi tespit kararı verilmesi gerektiği, birleşen dava yönünden, fatura bedelinden bu bedellerin düşülerek bu doğrultuda itirazın iptaline karar verilmesi gerektiği hususları göz ardı edilerek aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.