YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18341
KARAR NO : 2015/4890
KARAR TARİHİ : 25.03.2015
MAHKEMESİ : EĞİRDİR ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2014/92-2014/293
Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; boşanma davası ile müşterek çocuk yararına hükmedilen 100TL iştirak nafakasının, davacı kadının çalışamaz hale geldiği, çocuğun da ihtiyaçlarının artmış olması nedeniyle yetersiz kaldığını iddia ederek, 100 TL’nin 300 TL’ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; davacı ile boşandıkları zaman müşterek çocukları Gülcan’ın ilkokula gittiğini, halende ilkokula gittiğini, boşanma sırasındaki geliri ile şu anki geliri arasında bir değişme olmadığını, boşandıktan sonra ikinci bir evlilik yaptığını, nafakanın arttırılması koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalı babanın ekonomik durumunun 100 TL nafakayı bile çok zor karşıladığı, ikinci evliliğinden olan küçük çocuğuna bakacak dahi parasının olmadığı, bu durumda 100TL nafakayı arttırmanın 22/06/1966 tarih ve 7/7 sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararına aykırı olacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 182.maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
TMK’nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir.
TMK’nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir.
Söz konusu hüküm gereğince; nafaka miktarının yeniden belirlenmesi için aradan uzunca bir zamanın geçmesi gerekli olmayıp, tarafların gelirlerinde veya küçüklerin ihtiyaçlarında artış olması halinde her zaman artırım istemi ile dava açılabilir.
Somut olayda; tarafların 08.03.2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma davasında müşterek çocuk lehine 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacının halen ev hanımı olup, Sosyal Hizmetler Müdürlüğünden aldığı 500 TL yardım ile geçindiği, kirada oturduğu, davalının ise köyde çiftçilik yaptığı, babasına ait evde oturduğu evli olup bir çocuğunun bulunduğu, nafaka alacaklısı küçüğün ise 11 yaşında olup ilkokula gittiği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre; önceki nafaka takdiri ile bu dava arasındaki geçen süre içerisinde, küçüğün ihtiyaçlarında artış olduğu, paranın satın alma gücünün nispi de olsa azaldığı bir gerçektir.
O halde mahkemece; tarafların ekonomik durumları, küçüğün ihtiyaçları ve paranın satın alma gücü birlikte değerlendirilerek, yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca hakkaniyete uygun bir miktarda arttırıma karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.