Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/18213 E. 2015/4298 K. 17.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18213
KARAR NO : 2015/4298
KARAR TARİHİ : 17.03.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2014/25-2014/533

Taraflar arasındaki iştirak nafakası ve maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ile resmi nikahları olmaksızın birlikte yaşadıklarını; bu birlikteliklerinden, 24.08.2004 doğumlu Ezgi Edanur ve Mert Berk adında ikiz çocuklarının dünyaya geldiğini; davalı tarafın hiçbir sebep yok iken evi terk ettiğini, eşine ve çocuklarına hiçbir yardımda bulunmadığını iddia ederek; müşterek çocukları için aylık 750’şer TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04.03.2014 tarihli duruşmadaki beyanında maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş, 29.05.2014 tarihli duruşmadaki beyanında ise tazminat hakkı saklı kalmak üzere bu talebini âtiye bıraktığını beyan etmiştir.
Davalı taraf, 04/03/2014 tarihli duruşmadaki beyanında; talep edilen nafakayı ödeyecek gücü olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; tarafların sosyal ve mali durumları ile günümüz ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, yıllık enflasyon oranı, müşterek çocuğun zaruri ihtiyaçları ile davacının ev hanımı olup hiç bir geliri bulunmaması; davalının ise, ticaret ile uğraşıp sosyal ekonomik durumlarının iyi olduğu hususları dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları gereğince davanın iştirak nafakası istemi bakımından kısmen kabulüne, maddi-manevi tazminat istemi bakımından ise, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça süresinde temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 327. Maddesinde, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana ve baba tarafından karşılanacağı ve yine Türk Medeni Kanunu’nun 329. Maddesinde, küçüğe fiilen bakan ana veya babanın, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabileceği şeklindeki yasal düzenlemeler ile çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması amacı ile nafaka yükümlüsü olabilecek kişiler “anne ve baba” olarak belirlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesine göre, “Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla kurulur. Baba ile arasındaki soybağı ise babanın anayla evlenmesi, tanıma veya hakim kararı ile gerçekleşir.”
Tüm dosya kapsamından, müşterek çocuklar ile davalı baba arasında yukarıda anılan şekillerde kurulmuş bir soybağı ilişkisi bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece; müşterek çocuklar ile davalı baba arasında hukuki bağ kurulup kurulmadığı hususunun araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeye dayalı olarak davalı aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.