YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18042
KARAR NO : 2015/1303
KARAR TARİHİ : 22.01.2015
MAHKEMESİ : TAVŞANLI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2014
NUMARASI : 2013/872-2014/372
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dilekçesinde; dava konusu taşınmazda tarafların müşterek malik olduklarını, açılan ortaklığın giderilmesi davası sonunda taşınmazı davalının satın aldığını, taşınmaz üzerinde davacıların ortak murisi tarafından yaptırılan kat kaloriferi ile güneş enerjisi sistemi bulunduğunu ve satış aşamasında bunların dikkate alınmadığını belirterek, sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle 5.500 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; ortaklığın giderilmesi davasında taşınmazın değeri belirlenirken, dava konusu edilen kalorifer ve güneş enerjisinin de hesaba katılarak dairenin değerinin belirlendiğini ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; taşınmaz satılırken kat kaloriferi ve güneş enerjisi bedellerinin taşınmaz bedeline dahil edilmeden satıldığı ve bu şekilde davalının malvarlığında artış meydana geldiği gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 11.09.2013 gün ve 2013/11384 E.- 2013/12447 K.sayılı kararı ile özetle “…alınan bilirkişi raporu içeriğinden dava konusu kat kaloriferi ve güneş enerjisinin dairenin satış değerinin tespitinde dikkate alındığı anlaşılmaktadır.
“Davalının, davaya konu satış bedeli yönünden bir zenginleşmesi varsa sorumluluğu mevcut olacaktır. Ortaklığın giderilmesine karar verilen binanın 2. katında bulunan kat kaloriferi ve güneş enerjisinin, davacıların ortak murisi tarafından yapıldığı hususu uyuşmazlık konusu değildir.Davalının sebepsiz zenginleşmesi, ortaklığın giderilmesi yoluyla satılan taşınmazda yapılan faydalı ve zorunlu masrafların satış bedeline katkısı ile belirlenebilecektir. Bunun için mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla davacıların murisi tarafından yapıldığı kabul edilen iyileştirmelerin yapılmış olması ile yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere, taşınmazın ihale günündeki raiç değerleri, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir raporla saptanmalı, bu yolla bulunacak iki değer arasında bir fark oluştuğunda birbirine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak, davacının yaptığı giderlerin ihale bedeline yansıma miktarı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan yöntem ile davalının sebepsiz zenginleşmesinin miktarının belirlenmesi gerekirken, bu yolda bir inceleme yapılmadan sadece dava tarihi itibariyle, dava konusu güneş enerjisi ve kat kaloriferinin piyasa rayiçlerine göre değerini hesaplayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan” bozulmuştur.
Mahkemece, Dairenin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılama sonunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaz bedeli takdir edilirken zemin birinci ve ikinci kat bedellerinin kalorifer ve güneş enerji sistemleri dikkate alınarak belirlendiği, paydaşlara payları oranında dağıtıldığı, ikinci kattaki faydalı ve zorunlu masrafların karşılığının alınmış olduğu yönündeki tespitler karşısında, bu sistemlerin taşınmaza kattığı değerin satış bedeline yansıtıldığı ve paydaşlara payları oranında ödendiği gerekçe gösterilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmektedir.
Yerel mahkemece; her ne kadar bozma kararına uyulmuş ise de; bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş, bozma gereği gibi işlem yapılmamış, bilirkişi raporunda bozma ilamında belirtilen hususlar belirlenmemiştir.
Mahkemenin Yargıtay’ca verilen bozma kararına uyması sonucunda; kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde karar verilmesi gerekir. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır, bozma gereğince işlem yapmak durumundadır.
Öyle ise mahkemece; bu ilkeler gözetilerek, Yargıtay bozma ilamında iyileştirmelerin satış bedeline katkısının nasıl hesaplanması gerektiği hususunda belirtilen yönteme göre, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, buna göre davalının sebepsiz zenginleşmesinin miktarı belirlenerek davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.