YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18035
KARAR NO : 2015/4584
KARAR TARİHİ : 23.03.2015
MAHKEMESİ : ADANA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2013/820-2014/568
Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı ve davalının, Adana 1. Aile Mahkemesi’nin 2007/852 Esas, 2009/375 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını; davalı lehine, 300,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiğini; davalının, 17.04.2012 tarihinden itibaren çalıştığını; davacının ise, yetkilisi ve hissedarı olduğu ..Tekstil ve San. Ltd. Şti.’nin ekonomik sıkıntı içine girdiğini ve faaliyet gösteremediğini, emekli maaşından başka gelirinin kalmadığını, kızı için de nafaka ödediğini belirterek; yoksulluk nafakasının davalının çalışmaya başladığı tarihten geçerli olmak üzere kaldırılmasına , olmadığı takdirde önemli ölçüde indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davalının, geçici süre ile asgari ücretle çalıştığını; ancak, şu anda çalışmadığından geliri bulunmadığını, İstanbul ilinde iki kızı ile birlikte yaşadığını; davacının, nafakaları ödememek için bilerek mal edinmediğini, ..Tekstil adına kayıtlı olan taşınmazı 600,000,00 TL bedelle devrettiğini, bu satıştan elde ettiği gelirle ticari hayatını ve geçimini sağlamaya başladığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu; davacının ise, emekli olduğu , çocukları içinde nafaka ödediği, tarafların mali ve içtimai durumlarının birbirlerine yakın olduğu gerekçesi ile, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
TMK’nun 176.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması yada haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkemece kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı ilamında da kabul edildiği gibi “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında “Asgari ücret seviyesinde gelirin bulunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir(HGK.7.10.1998 gün, 1998/2-656 E., 1998/688 K., 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 Karar sayılı kararları).Hukuk Genel Kurulu’nun 28.2.2007 tarih ve 2007/3-84 E.-95 Karar sayılı ilamında da “Asgari ücret seviyesinde gelirin bulunması” yoksulluğu ortadan kaldıracak bir olgu olarakta kabul edilmemiştir
Somut olayda; tarafların, ekonomik ve sosyal durum araştırmalarından; davacının emekli olduğu, 900,00 TL maaş aldığı, 800,00 TL kira verdiği, toplamda 750.00 TL nafaka ödediği, yeniden evlendiği, öğretmen olan eşinin 2.500,00 TL maaş aldığı, davacı üzerinde görülen ancak yeğenine ait olan bir ev bulunduğu; davalı yönünden yapılan ilk araştırmada ise, Halkla İlişkiler işi ile uğraştığı, 1.000,00 TL maaş aldığı, iki kızı ile kaldığı, bir kızının öğrenci olduğu, diğerinin çalıştığı, 700,00 TL kira verdiği tespit edilmiş, ikinci kez yapılan araştırmada bu kez davalının ev hanımı olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, yargılama sırasında, davalının, Remax adlı emlak firmasında gayrimenkul danışmanlığı yaptığının beyan edildiği; bunun üzerine, ilgili firmaya yazılan müzekkereye, sigortalı çalışmadığı, fiyat değerlendirme eksperi olduğu, toplam iki adet iş aldığı, kendisine net olarak 540,00 TL ödendiği şeklinde cevap verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli olarak sunulan SGK Kamu çalışanı ve hizmet dökümü belgelerinin tetkikinden, davalının Mareks Endüstriyel Ambalaj Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti adlı şirkette 17.04.2012 de işe girdiği ve Ağustos 2013 tarihinde halen bu şirkette çalışmakta olduğu görülmüş olup, dosyada bundan sonraki aylara ait hizmet kaydı bilgisi yoktur. Dava 10/10/2013 tarihinde açılmıştır.
Davacının tanığı olan kardeşi, davacının öncesinde Adana ilinde 3 katlı mefruşat mağazası olduğunu; ancak iflas ettiğini ifade etmesine karşın; davalı, davacının bu işyerini yaklaşık 600.000,00 TL bedelle devrettiğini, kendisine iş kurduğunu iddia etmiş, tarafların müşterek çocuklarından Mey ise davacı babasının halen İstanbul Ortaköy’de kebapçı dükkanı işlettiği yönünde ifade vermiştir.
Bu açıklamalara karşın, mahkemece; ekonomik sosyal durum araştırmalarından dolayı , davacının yalnızca emekli maaşı olduğu kabul edilerek, davalının da SGK lı olarak çalıştığı ve gelirlerinin yakın olduğu değerlendirilip, bu belirlemelere göre nafakanın kaldırılması yoluna gidilmiştir.Mahkemece, davalı iddiası ve tanık Mey’in beyanı üzerinde hiç durulmamış, davacının iş yerine ilişkin yeterli araştırma yapılmamıştır. Yine, davalının gelir durumu da net olarak tespit edilmemiştir. Bu itibarla, tarafların gelir durumuna ilişkin etraflı bir araştırma yapılarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurması doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumu etraflıca araştırılıp, tam olarak tespit edildikten ,davacının dava dilekçesindeki yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin de olduğu gözetilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi şatlarının somut olayda oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi sureti ile karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş olması hususu hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Katip:N.T
Karşılaştırıldı: