YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18011
KARAR NO : 2015/15455
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2013/646-2014/704
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; boşanma davası ile tarafların boşandığını, davalının düğünde takılan altınları kasaya koymak bahanesi ile aldığını ve bir daha geri vermediğini ileri sürerek; dava dilekçesinde tek tek açıkladığı ziynet eşyasının aynen iadesi, aynen iadesinin mümkün olmaması durumunda dava tarihi itibariyle toplam değeri olan 81.565 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile; dava dilekçesinde tek tek açıkladığı ziynet eşyasının mümkünse aynen iadesi, aynen iade olmadığı takdirde dava tarihindeki toplam değeri olan 81.565 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Aynı kanunun 297.maddesinde ise(HUMK.388.md); hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.
İstem hakkında karar verilirken istenilen eşyaların her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde, 1 adet 14 ayar 25 gr ağırlığında su yolu setin kendisine iadesini talep etmiştir. Mahkemece, talep aşılarak, 1 adet 14 ayar 30 gr ağırlığında su yolu setin iadesine karar verilmiştir.
Mahkemece talep aşılarak karar verilemez. Öte yandan, dava dilekçesinde her biri 25 gr ve 22 ayar olmak üzere üçlü burma 20 adet bileziğin iadesi talep edilmesine rağmen; mahkemece, 14 adet çeşitli gr ve ayarlarda toplam yaklaşık 265 gr 22’şer ayar bileziklerin iadesine şeklinde hüküm kurulmuştur. İnfazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, dava dilekçesindeki talebe ilişkin hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.