YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17929
KARAR NO : 2015/15446
KARAR TARİHİ : 08.10.2015
MAHKEMESİ : NEVŞEHİR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2014
NUMARASI : 2011/202-2014/251
Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, tarımsal sulama abonesi olduğunu; sayacın arızalı olması nedeniyle davalı şirket tarafından davacıya ………..nolu 13/09/2010 tarihli 11.877,80 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini; bu faturanın 24/09/2009-05/07/2010 tarihlerini kapsadığını, bu dönemlerde davacının ekim ve sulama yapmadığını ileri sürerek; anılan fatura nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespiti ile haksız olarak ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini talep ve dava istemiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacıya müşteri hizmetleri yönetmeliğine göre kıyasen fatura tahakkuk ettirildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kuruma ………. nolu, 13/09/2010 tarihli fatura nedeniyle 7.136,02 TL borçlu olduğunun, (artan kısım yönünden borçlu olmadığının ) tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili süresinde temyiz etmiştir.
Bir davada, ancak dava tarihinde doğmuş hak ve alacaklar davaya konu edilebilir. Dava tarihinden sonra doğan hak ve alacaklar aynı davada değerlendirilemez.
Somut olaya gelince; davacı tarafından dava dilekçesine konu edilen fatura, davalı tarafından düzenlenen 13/09/2010 tarihli 11.877,80 TL bedelli faturadır. Uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 22.04.2013 tarihli ilk raporda, davacının borcu yönetmeliğe göre 2.043,82 TL olarak hesaplanmış ve dava konusu 11.877,80 TL olarak tahakkuk ettirilen faturaya göre borçlu olmadığı miktarın ise, 9.833,48 TL olduğu vurgulanmıştır. Davalı vekili, yargılama sırasında, dava konusu faturanın hesap hatası sonucu düzenlendiğini, dava konusu fatura bedelinin 6.785,60 TL olarak yeniden hesaplanarak tahakkuk ettirildiği açıklanmış, mahkemece yeni bedel üzerinden hesaplama yapılması amacıyla ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda, ilk rapordaki hesap (davacının borcu) yönünden görüşünde değişiklik olmadığını, davalı tarafından yeni (yargılama sırasında) düzenlemiş fatura bedeli olan 6.785,60 TL üzerinden davacının borçlu olmadığı miktarın 4.741,78 TL olduğunu belirtmiş, mahkemece ek rapor benimsenerek karar verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; dava tarihi itibariyle davaya konu olan ve davalı tarafından tahakkuk/tahsil edilen fatura ve bedeli esas alınarak düzenlenen 22.04.2013 tarihli ilk raporda hesaplanan miktar esas alınarak hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.