Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/17569 E. 2015/3716 K. 09.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17569
KARAR NO : 2015/3716
KARAR TARİHİ : 09.03.2015

MAHKEMESİ : BALIKESİR 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2014
NUMARASI : 2013/707-2014/367

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının azaltılması ve karşı davada arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı- karşı davalı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2002 yılında boşandıklarını, müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, en son müşterek çocuk için 2006 yılında 400,00 TL nafakaya hükmedildiğini, davacının her yıl enflasyon üzerinden artışlar yaptığını, nafakaları ödediğini, halen 860,00 TL olarak nafakayı ödediğini, doktor olarak görev yapmakta iken 15 Mayıs 2013 tarihinde emekli olduğunu, 6.000,00 TL olan maaşının 2.077,00 TL’ye düştüğünü, davalı ile, emekli maaşına uygun olacak şekilde makul bir nafaka miktarı üzerinden anlaşmayı talep ettiğini, davalının kabul etmediğini belirterek, iştirak nafakasının 400,00 TL’ye indirilmesine ve indirilecek nafakaya her yıl TÜFE-TEFE ortalaması oranında artış yapılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; müşterek çocuk Pırıl’ın üniversiteye hazırlık döneminde olduğunu, özel dersler aldığını, sosyal aktivitelerinin bulunduğunu, ödenen nafakanın yeterli gelmediğini, bu süreçte davacı-karşı davalının emekli olup, bu durumu nafakayı düşürmek için kullanmasının kötüniyetini gösterdiğini, uzman doktor olarak görev yaptığı yıllardaki maaşıyla yaptığı birikimlerini ve emekli ikramiyesini çocuğundan mal kaçırmak amacı ile aile bireylerinin üzerine yaptığını, nafakanın düşürülmesi halinde davalı-karşı davacının gelirinin çocuğun alışmış olduğu yaşam standartlarını karşılamaya yetmeyeceğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 860,00 TL olan yoksulluk nafakasının 1,000,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; taraflar arasında en son Balıkesir 2. Aile Mahkemesi’nin 2005/794 Esas ve 2006/295 Karar sayılı ilamı ile 400,00 TL iştirak nafakası belirlendiği, tarafların eylemli olarak nafaka miktarını artırdıkları, ödenen nafakanın 860,00 TL olduğu, davacı karşı davalının emekli olması nedeni ile ekonomik durumunda bir değişiklik olduğunun kabulü gerektiği, ancak ahlaki olarak fazladan yatırılan nafakada indirim yapılmasının mümkün olmadığı belirtilerek asıl davanın reddine, bir önceki nafaka artırım davası ile dava tarihi arasında geçen süre, ekonomik şartlardaki değişiklikler ile müşterek çocuğun büyümesi eğitim masrafları ve bunun yanı sıra ihtiyaçları nazara alınarak karşı davanın kısmen kabulüne, Balıkesir 2. Aile Mahkemesi’nin 2005/794 Esas ve 2006/295 Karar sayılı ilamı ile çocuk hakkında takdir edilen nafakanın 200,00 TL artırılarak 600,00 TL’ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı- karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK.nun 329/1.maddesi)
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK.nun 330/1.maddesi)
TMK.nun 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.
Somut olayda; en son Balıkesir 2. Aile Mahkemesi’nin 2005/794 Esas ve 2006/295 Karar sayılı dosyada iştirak nafakasının artırılması davası açıldığı, bu davada çocuk Pırıl için ödenmekte olan aylık 300,00 TL iştirak nafakasının 400,00 TL’ye çıkarıldığı, sonraki süreçte tarafların karşılıklı anlaşmaları ile nafakada artırımlar yapıldığı, ödenmekte olan nafaka miktarının 860,00 TL olduğu görülmektedir. Ödenen nafakanın 860,00 TL olduğunun her iki tarafında kabulündedir. Kaldı ki davacı- karşı davalının istemi 860,00 TL olarak ödediği nafakanın 400,00 TL’ye indirilmesine, davalı-karşı davacının istemi ise, 860,00 TL olarak ödenen nafakanın 1,000,00 TL’ye çıkarılmasına yöneliktir.
Buna karşın mahkemece; davacı-karşı davalının nafakayı 860,00 TL’ye yükseltmesinin ahlaki olduğu gerekçe gösterilerek indirim talebi reddedilmiş, ancak karşı dava yönünden artırım talebi kabul edilmesine karşın, 400,00 TL üzerinden artırım yapılarak nafaka 600,00 TL’ye çıkarılmıştır. Bu halde nafakanın indirilmesini talep eden davacı-karşı davalının davası reddolunduğu halde 860,00 TL yerine 600,00 TL nafaka ödeyeceği, nafakanın artırılmasını talep eden davalı karşı davacının da davası kısmen kabul edildiği halde çocuk için kendisine 860,00 TL yerine 600,00 TL nafaka ödeneceği anlaşılmaktadır. Oysa ki, halen 860,00 TL iştirak nafakası ödendiği açık olup, gerek asıl davada verilen red kararı , gerekse karşı davada verilen kısmen kabul kararı çelişki oluşturmaktadır.
Mahkemece yapılması gereken iş; ödenen nafakanın 860,00 TL olduğunun tarafların kabulünde olduğunu nazara alarak, bu miktar üzerinden toplanan deliller değerlendirilmek sureti ile asıl dava ve karşı dava yönünden hüküm kurmak olmaldır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.