Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/17315 E. 2015/14909 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17315
KARAR NO : 2015/14909
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2012/222-2014/721

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, dava dilekçesinde, …….. abone numaralı haberleşme santral binasında bulunan sayacın mührünün bozuk olması ve numaratöre müdahale edilmesi nedeni ile davalı tarafından 5.532,60 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ve tahsil edildiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmasının söz konusu olmadığını ileri sürerek, 06/10/2010 tanzim tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ile tahakkuk ettirilen 5.532,60 TL’den dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı abonenin sayacında kaçak kullanım tespit edildiğini , bu nedenle müşteri hizmetleri yönetmeliğine göre hesaplanıp tahakkuk ettirilen tüketim borcu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen 06/10/2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında davacının kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiştir. Bu tutanağa istinaden kaçak elektrik tahakkuku yapılmıştır. Mahkemece yargılama sırasında bilgisine başvurulan avukat bilirkişinin raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Rapor düzenleyen bilirkişinin elektrik tüketim bedeli hesabı konusunda uzman olmadığı bu nedenle bilirkişi olarak dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Uzman bilirkişi tarafından, davacının ödemesi gereken kaçak elektrik ve kaçak ek tahakkuku bedelinin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerekir.
Hal böyle olunca; mahkemece, dava dosyasının elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendisi bir bilirkişiye verilerek, (HGK. nun aynı konuya ilişkin 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. ile Dairemizin 25.11.2014 tarih 2014/11556 E., 2014/15435 K. sayılı kararı gözönünde bulundurularak dava konusu tahakkuklara; kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri dahil edilmeden, Yargıtay denetimine açık ve bilimsel verilere uygun şekilde hesaplanması konusunda) rapor düzenlettirilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.