Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16870 E. 2015/3802 K. 10.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16870
KARAR NO : 2015/3802
KARAR TARİHİ : 10.03.2015

MAHKEMESİ : KAYSERİ 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2014
NUMARASI : 2014/259-2014/452

Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde;tarafların 1999 yılında evlendiklerini,davalının müşterek çocukları ve davacıyı 2005 yılında terkedip gittiğini,bunun üzerine davacının Sarıoğlan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava neticesinde müşterek çocuklar için aylık 50’şer TL’den olmak üzere aylık toplam 100 TL ve kendisi için de 100 TL olmak üzere toplam 200 TL nafakaya hükmedildiğini,sonrasında tarafların Gaziosmanpaşa 2.Aile Mahkemesi’nin 2006/162 E.-2007/281 K. sayılı dosyasında boşandıklarını,nafakaya yeniden hükmedilmediğini,davacının davalının nafakaları zamanında ödememesi nedeniyle yardım kuruluşlarından yardım alabilmek için Kayseri 3.Aile Mahkemesinde 2007/882 E. sayılı dosyası ile nafakanın kaldırılması davası açtığını ve mahkemenin 12.11.2007 tarih 2007/1225 K. sayılı ilamıyla nafakaların kaldırıldığını,nafakaların kaldırılmasına rağmen sadece müşterek çocuk Ayşe’ye SGK tarafından aylık 547 TL gelir bağlandığını,bunun dışında davacının bir geliri olmadığını,davacının ev hanımı olup aylık 300,00 TL kira ödediğini, davalının ise özel hastanede güvenlik görevlisi olarak çalıştığını belirterek müşterek çocuklar için aylık 300’er TL’den toplam 600 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı dilekçesinde;davacının daha öncesinde kendisi ve müşterek çocukları lehine hükmedilen nafakaların kaldırılması için dava açtığını ve bu nafakaların kaldırılıp sosyal yardım kuruluşlarından kendilerine maaş bağlandığını,kendisinin yeniden evlendiğini,bu evliliğinden bir çocuğu olduğunu,aylık 250,00 TL kira ödediğini,aylık 540,00 TL kredi ödediğini,toplam 840,00 TL maaş aldığını,davacının kayıtlı olmadan otellerde temizlik işinde çalıştığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile,tarafların müşterek çocukları Ayşe ve Mehmet lehine aylık 50’şer TL’den toplam 100 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değerlendirilmesi sonucunda;
Dava iştirak nafakası talebine ilişkindir.
TMK ‘nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf,ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür.Diğer taraftan,iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.
Mahkemece,nafaka takdir edilirken;çocuğun yaşı,eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.
Somut olayda,dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 27.04.2007 tarihinde boşandığı,boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuklar Ayşe ve Mehmet’in velayetlerinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuklar lehine aylık 50’şer TL’den toplam 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği,müşterek çocuklar Ayşe ve Mehmet’in öğrenci olup eğitimlerine devam ettikleri,davalının özel hastanede güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve asgari ücret düzeyinde geliri olduğu anlaşılmaktadır.
Boşanma kararının kesinleştiği tarih (28.06.2007) ile iştirak nafakası talepli bu davanın açıldığı tarih (13.03.2014) arasında yaklaşık 5 yıla yakın bir süre geçtiği,bu süreçte müşterek çocuklar Ayşe ve Mehmet’in ihtiyaçlarının artmış olduğunun açık olması karşısında,iştirak nafakasının TMK 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Somut davada,tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları,nafakanın niteliği,müşterek çocukların yaşları,eğitim durumları,ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında,takdir olunan iştirak nafakası miktarı az olup,TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır.
Bu nedenle mahkemece,müşterek çocukların ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumu gözetilerek hakkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.