YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16826
KARAR NO : 2015/9692
KARAR TARİHİ : 28.05.2015
MAHKEMESİ : İZMİR 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2014
NUMARASI : 2013/594-2014/479
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kızı olan A.. Y.. E..’ın abonesi olduğu … numaralı telefon hattına ait faturaların davacının banka hesabından otomatik olarak ödendiğini, bu telefon hattının 26/10/2005 tarihinde abone A.. tarafından iptal edildiğini ancak davalı şirketin 29/06/2006 tarihinden 27/06/2012 tarihinde kadar davacının banka hesabından söz konusu telefon hattına ait fatura bedellerinin tahsil edildiğini, 01/10/2012 tarihinde davalı tarafa dilekçe ile başvurularak bu bedellerin istirdatının talep edildiğini, davalının ödeme yapmadığını ve akabinde izmir 16. İcra Müdürlüğünün 2013/978 esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini belirterek, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ve davalı arasında akdedilen bir sözleşme bulunmadığını, 4077 sayılı yasanın uygulama alanının bulunmadığını, davalı şirketin davacının kızına hizmet verdiğini, davacının tüketici sıfatı bulunmadığını, bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, ayrıca esas yönünden de davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davaya konu … numaralı hattın davacının kızı olan A.. Y.. E.. adına tesis edildiği ve bu telefon hattına ilişkin faturaların davacının banka hesabından ödendiği, bu telefon hattının 15/10/2005 tarihinde abone A.. Y.. E.. tarafından iptal edildiği hususlarının tartışmasız olduğu, hattın iptal edildiği 15/10/2005 tarihinden 29/06/2006 tarihine kadar 8 ay hiç tahsilat yapılmadığı halde, 29/06/2006 tarihinden itibaren 27/06/2012 tarihinde kadar her fatura dönemi için tahsilatlar yapıldığı,
./..
ancak hat iptal edilmiş ve abonelik sözleşmesi feshedilmiş olmasına ve telefon hattı kullanılmıyor olmasına rağmen davacının banka hesabından faturaların tahsil edilmesinin herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığının anlaşıldığı ve bu hususun bilirkişi tarafından da tespit edildiği, davalı vekili her ne kadar aşamalarda husumet itirazında bulunmuş ve sözleşmenin tarafı da davacının kızı A.. Y.. E.. ise de, telefonu kullanan kişinin davacı olduğu ve sözleşmeden doğan ve kullanıma yönelik borçları da bankaya talimat vererek ödediği, davalının da bu ödemeyi kabul ettiği, böylece 4077 sayılı yasada nihai kullanıcı kimliği ile sözleşmenin tarafı olduğunun kabulü gerekeceği , davalı tarafın sözleşmenin iptal edilmesine rağmen herhangi bir kullanım yokken tahsilat yapmasının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olaya gelince,davaya konu … numaralı hattın davacının kızı olan A.. Y.. E.. adına tesis edildiği ve bu telefon hattına ilişkin faturaların davacının banka hesabından ödendiği, bu telefon hattının 15/10/2005 tarihinde abone A.. Y.. E.. tarafından iptal edildiği, hattın iptal edildiği 15/10/2005 tarihinden 29/06/2006 tarihine kadar 8 ay hiç tahsilat yapılmadığı halde, 29/06/2006 tarihinden itibaren 27/06/2012 tarihinde kadar her fatura dönemi için tahsilatlar yapıldığı, ancak hat iptal edilmiş ve abonelik sözleşmesi feshedilmiş olmasına ve telefon hattı kullanılmıyor olmasına rağmen davacının banka hesabından faturaların tahsil edildiğinin iddia edilmesi karşısında davacı tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.
Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisinde bulunduğu nazara alınmaksızın yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
./..
Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.