Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16809 E. 2015/3688 K. 09.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16809
KARAR NO : 2015/3688
KARAR TARİHİ : 09.03.2015

MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR 3. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2014
NUMARASI : 2014/59-2014/398

Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davalının, davacının kızı olduğunu, yardım nafakası için açılan dava neticesinde aylık 300,00 TL nafakaya hükmedildiğini, nafakanın takdir edildiği tarihte kızının öğrenci olduğunu, şimdi ise okulunu bitirdiğini, çalışmasına engel hali bulunmamasına rağmen paraya ihtiyacı olmadığı için çalışmadığını, annesinden intikal eden bir dairesinin bulunduğunu, davacının tekrar evlendiğini, ikinci evliliğinden de ortaokul ve lisede okuyan iki çocuğunun bulunduğunu ileri sürerek, davalı yararına takdir edilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının 29/08/2013 tarihinde Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Tekniker Bölümünden mezun olduğunu, halen Açıköğretim Fakültesi İşletme Bölümünde okuduğunu, iş bulabilmek için gerekli başvurularını yaptığını, henüz iş bulamadığını, davalının rahatsız olduğunu bu nedenle sürekli tedavi gördüğünü, KPSS sınavlarına hazırlandığını, aktif olarak çalışabilmesinin mümkün olmadığını, davalının anneannesiyle birlikte annesinden miras kalan konutta oturduğunu, kira gelirinin bulunmadığını, davalının aldığı nafakanın da ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü cihetine gidilmiş, sözkonusu hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
TMK.nun 364.maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.”
Yine aynı kanunun 365.maddesinin 2.fıkrasında; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 gün, 1998/656; 688 sayılı ilamında da; “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların” yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Dosya kapsamına göre; davacının Belediyede çalıştığı 2.000 TL aylık gelirinin olduğu, davalının Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinde okuduğu, KPSS kursuna gittiği, eğitim masraflarının halen devam ettiği, davacı ile davalı baba arasındaki aile bağlarının zayıflamış olmasının nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir neden olmadığı dikkate alındığında, davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı lehine hükmedilen yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.