Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16570 E. 2015/9540 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16570
KARAR NO : 2015/9540
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

MAHKEMESİ : TOKAT AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2013/711-2014/275

Taraflar arasındaki çeyiz ve ziynet eşyası iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde (boşanma davasında davalı sıfatıyla sunmuş olduğu karşı dava dilekçesinde); davalı ve ailesinin, müvekkili davacıya karşı olumsuz davranışlarının evliliklerinin hemen sonrasında ortaya çıktığını, müvekkili davacı ile davalının, aralarındaki sorunları konuşmak için aileler ile bir araya geldiklerinde davalının ailesinin, davacı ve davalının kendileri ile aynı evde yaşamalarını şart koşması üzerine, davacı müvekkilinin bir süre düşünmek amacıyla ailesi ile birlikte evden ayrıldığını, 2 gün sonra evine döndüğünde ortak meskenin anahtar kilidinin değişmiş olması sebebiyle evine giremediğini, bu olaydan 1 gün sonra davalının davacıya mesaj göndererek tüm eşyalarının büroda olduğunu ve gelip alması gerektiğini söylediğini, bunun üzerine davacı müvekkilinin davalı eşinin bürosuna giderek bir kısım kişisel eşyalarını aldığını, kalan eşyalarını almak için de eve geldiğinde tüm kişisel ve çeyiz eşyalarının toplanmış olduğunu gördüğünü, yatak odası takımı hariç toplanan çeyiz eşyalarını aldığını ancak ziynet eşyaları ile yatak odası takımını alamadan evden ayrıldığını belirterek; bu eşyaların aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse tespit edilecek bedellerinin toplamının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ermiştir.
Davacı vekili 10.01.2013 tarihli replik dilekçesinde; müvekkili davacının tüm ziynet eşyalarının, balayında oldukları dönemde çalınabilir düşüncesi ile davalı tarafından davacıdan alınarak, ailesinin evinde bulunan kasaya konulduğunu ve bir daha davacıya iade edilmediğini, planlı şekilde evden ayrılmayan davacı müvekkilinin bu ziynet eşyaların alamadığını belirtmiştir.
./..
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi isteği ve iradesi ile evi terk ettiğini, evden ayrılırken ziynet eşyaları dahil tüm kişisel eşyalarını aldığını, ardından ailesi ile birlikte müvekkili davalının bürosuna gelerek kalan kişisel eşyalarını ve müşterek konuttan da tüm çeyiz eşyalarını aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; ziynet eşyası talebine ilişki olarak, ortalama 20 gramdan 5 adet bilezik, 1 adet Trabzon seti (kolye 70 gram, bileklik 80 gram, yüzük 10 gram), 1 adet tek taş yüzük, 1 adet bayan alyans yüzük, 1 adet çeyrek altının bulunması halinde aynen, bulunmaması halinde 20 gramdan 5 adet bileziğin değeri olan 9.500,00TL, 1 adet Trabzon seti (kolye 70 gram değeri olan 6.650TL, bileklik 80 gram değeri olan 7.600TL yüzük 10 gram değeri olan 950,00TL) , 1 adet tek taş yüzüğün değeri olan 300.00TL, 1 adet bayan alyans yüzüğün değeri olan 240,00TL, 1 adet çeyrek altının değeri olan 159,00TL olmak üzere toplam 25.399,00TL’nin 17.320,00TL’sinin karşı davada harcın yatırıldığı tarih olan 03.12.2012 tarihinden itibaren, 8.079,00TL’sinin bakiye harcın yatırıldığı tarih olan 11.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yine çeyiz eşyası talebine ilişkin olarak, 1 adet yatak odası takımının bulunması halinde aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedeli olan 2.000TL’nin harcın yatırıldığı tarih olan 11.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki temyiz itirazları dışındaki sair temyiz itirazları yerinde bulunmayarak reddedilmiştir.
Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir değer olan davalarda davanın kısmen kabulü halinde, kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davacı lehine kabul edilen tüm miktar üzerinden; kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine ise reddedilen tüm miktar üzerinden, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece; bu ilke gözardı edilerek, davacı lehine, kabul edilen ziynet ve çeyiz eşyası bedellerinin tümü üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği belirlenen tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, konusu para ile ölçülebilen çeyiz ve ziynet eşyası talepleri ile ilgili olarak davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/VII. maddesi gereğince hüküm fıkrasının 5. ve 8. Bendinin hükümden çıkarılarak her iki bent yerine gelmek üzere tek bir bent olarak “davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen tüm çeyiz ve ziynet eşyası bedeli üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.047.88 TL vekalet ücretinin davalıda alınarak davacıya verilmesine” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.