YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16537
KARAR NO : 2015/9560
KARAR TARİHİ : 26.05.2015
MAHKEMESİ : DİDİM 2. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2014/91-2014/185
Taraflar arasındaki alacak (sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirket tarafından satışa sunulan dava konusu taşınmazdan, İngiltere’de yayınlanan gazeteler vasıtasıyla haberdar olduğunu, taşınmazın maliki dava dışı M.. T.. ile müvekkili arasında harici satış sözleşmesi imzalandığını, satış bedeline mahsup edilmek üzere M.. T..’a 09.12.2005 günü 2.000 Euro ödediğini, taşınmazın pazarlama işini yapan davalı şirkete de 16.02.2006 günü 19.150,50 Euro, 22.11.2005 günü 500 Euro olmak üzere toplam 19.650,50 Euro gönderildiğini, daha sonra sözleşmenin feshedilerek taşınmaz için ödenmiş tüm paraların müvekkiline iadesinin kararlaştırıldığını, ancak paraların müvekkiline iade edilmediğini, çekilen ihtarlara da olumsuz yanıt verildiğini, bunun üzerine 2.000 Euronun istirdatı için malik M.. T.. aleyhine dava açtıklarını, taleplerinin kabul edildiğini, hükmün kesinleştiğini belirterek; müvekkilinin davalı şirkete ödediği toplam 19.650,50 euronun, 19.150,50 Eurosunun 04.07.2008 tarihli ihtarname tarihinden, 500 Eurosunun dava tarihinden itibaren Euroya uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ödemeleri yaptığı … adlı şirketle müvekkili … İnşaat şirketi arasında hiç bir bağın bulunmadığını, müvekkili şirketin davada taraf ehliyetinin olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalı şirketle, davacının ödemeleri yaptığı şirketin ayrı şirketler olduğu, davacının davalı şirkete ödeme yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 3.H.D.nin 25.11.2013 tarih ve 2013/10781 E.-2013/16471 K. sayılı ilamı ile ”paranın ödendiği şirketin davalı şirketle bir ilgisinin bulunmadığı hususunda ispat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek, davalıdan bu hususta delilleri sorulup, hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ispat yükü yanlış tarafa yüklenmek suretiyle, davacının davalı şirkete ödeme yaptığını ispat edemediği” gerekçesiyle,mezkur mahkeme ilamı bozulmuştur.
./..
Mahkemece bozma ilamina uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere dosya kapsamından yapılan incelemede davacı tarafça paranın ödenmiş olduğu dava dışı şirket ile davalı şirketin ilgisinin bulunduğu, … isimli şirketin taşınmazların pazarlamasını … ünvanıyla yaptığı tespit edilmiş olmakla davalı tarafın ispat yükü kendi üzerlerinde olmasına rağmen paranın gönderildiği şirketin davalı şirketten ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu iddiasını ispat edememiş olması sonucu davalı vekili yeni belge sunmaksızın bilirkişiden ek rapor alınmasını talep etmiş ise de mevcut deliller doğrultusunda alınan raporun kapsamı gözetilerek bozma ilamında belirtilen hususa ilişkin ek rapor alınmasının gereksiz olacağından bahisle talebinin reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma ilamında belirtildiği üzere, mahkemece ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalıdan bu hususta delilleri sorulup, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden davalı tarafa delilleri var ise bildirmesi için süre verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.