Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16504 E. 2015/10491 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16504
KARAR NO : 2015/10491
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2009
NUMARASI : 2007/234-2009/241

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının enkaz satış senedi ile maliki olduğu parselin üzerindeki gecekondunun imar ıslah planında okul alanında kaldığı için davalıya başka bir parselin tahsis edildiğini; daha sonra, gecekondunun bulunduğu taşınmazın başka bir şahsa ait olduğunun tespit edildiğini, davalı adına yapılan tahsisin Belediye Encümen Kararı ile iptal edildiğini, bu kararın kesinleştiğini; davalının, adına tahsis edilen taşınmazı kat karşılığı müteahhide verdiğini, karşılığında daire aldığını ve bu daireyi sattığını; davacının, davalı aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini; davalının, tahsis edilen arsa karşılığında maliki olduğu dairenin değeri kadar sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; 48.800.28.- TL’nin 11/06/2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; hatalı uygulamayı davacının yaptığını, davalının, tahsis edilen arsa için bedel ödediğini belirterek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 26.980.42.- TL’nin 11/06/2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerde gösterilen bozma nedenleri dışında, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Dosyadaki belgelerden, 13/11/1997 tarihli Encümen kararı ile davalı adına arsa tahsisi yapıldığı, davalının bu tahsis karşılığında 1.199.72.- TL yi davacıya ödediği; davacının, davalı aleyhine 11/06/2002 tarihinde açtığı tapu iptali ve tescil davasında davalıya arsa karşılığı verilen dairenin değerinin 11/06/2002 tarihi itibari ile 50.000.00.- TL olduğunun tespit edildiği; mahkemece, benimsenerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalının, arsa tahsisi karşılığı ödediği bedelin ödeme tarihinden değerin tespit edildiği tarihe kadar enflasyon, faiz, döviz, altın artış oranı ortalaması ile güncellendiği,ulaşılan 23.019.58.- TL’nin dairenin değeri olan 50.000.00.-TL’den indirildiği ve kalan 26.980.42.- TL’nin davalının davacıya olan borcu olarak hesaplandığı anlaşılmaktadır.

Ancak, anılan bilirkişi raporu, hükme esas alınacak nitelikte değildir; Zira, davalı tarafından arsa tahsisi karşılığında davacıya 1.199.72.- TL ödendiği halde, bilirkişi raporunda, davalı tarafından 1.999.72.- TL ödendiği kabul edilerek güncelleme ve mahsup hesabı yapılmış; başka bir anlatımla, davalının ödediği miktardan daha yüksek bir miktar ödediği kabul edilerek bu rakam güncellenmiş, daire değerinden bu bedel indirilmiş ve davalının borcu olması gerekenden az hesaplanmıştır .
Öte yandan, 818 sayılı BK.nun 101.maddesinde; “Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü getirilmiştir. 6098 sayılı TBK.nun 117.maddesinde bu hüküm ”Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenlenmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir.
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için, sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüd için bildirim şarttır. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez.
Somut olayda; davacı tarafından, davalının, dava tarihinden önce temerrüde düşürüldüğünü gösteren bir belge sunulmamıştır. Bu nedenle, temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulü, talep edilen faizin işlemeye başlayacağı tarihin de dava tarihi olması gerekir. Mahkemece, davacının davalıya karşı tapu iptali ve tescil davasını açtığı tarihin eldeki sebepsiz zenginleşme davasında temerrüd tarihi olarak kabul edilmesi yasaya uygun değildir.
Mahkemece yapılacak iş; davalının, arsa tahsisi karşılığı ödemiş olduğu rakamın güncellenmesi; daire değerinden güncellenen bu rakamın mahsup edilmesi ve davalının davacının zararına olarak sebepsiz zenginleştiği alacak miktarına hükmedilmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ve daha önce borçlunun temerrüdü gerçekleşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesidir. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.