Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16330 E. 2015/9517 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16330
KARAR NO : 2015/9517
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

MAHKEMESİ : ANKARA 8. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/05/2014
NUMARASI : 2012/364-2014/625

Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeni ile maddi ve manevi tazminat (asıl ve karşılık) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın ve karşılık davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı (karşı davalı) vekili dilekçesinde; tarafların 11.02.2011 tarihinde kendi aralarında nişanlandıklarını, davalının evlilik hazırlıkları ve nişan töreni için kredi çekilmesini söylediğini, bunun üzerine davacı müvekkilinin 10.000 TL kredi çektiğini, masraflar kesildikten sonra kalan 9.800 TL’nin davalıya havale edildiğini, ayrıca davacının kendi birikiminden de 2.000 TL havale ettiğini, 11.09.2011 tarihinde mekan tutularak nişan töreni yapıldığını, davalının kasım ayının ortasında sebepsiz yere, nişanı bozduğunu, davacının nişan töreni için 3.000 TL masraf yaptığını, kredi taksitlerinin de davacı tarafından ödendiğini, nişanın sonlanmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek, 14.500 TL maddi (yargılama sırasında talebin daraltılması sonucu 8.000 TL), 10.000 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı (karşılık davacı) vekili, davacı tarafın kaprisleri ve uygunsuz davranışları nedeni ile nişanın bozulduğunu, bu olay nedeni ile müvekkili olan davalının, manevi yönden zarara uğradığını, ayrıca nişan hediyeleri aldığını beyan ederek, asıl davanın reddine, karşılık davalarının kabulü ile, 10.483 TL maddi (yargılama sırasında talebin daraltılması ile 5.483 TL) ve 5.000 TL manevi tazminatın, nişan tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı(karşılık davalıdan) tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile, 6.000 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalı (karşı davacı) dan tahsiline, karşılık davanın kısmen kabulü ile, 4.134,28 TL maddi tazminatın davacı (karşılık davalı)dan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
./..
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı (karşılık davalı) ve davalı (karşılık davacı) vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır.
Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Bir kere nişanlandıktan sonra tazminat ödeme tehdidi altında bulunmak suretiyle evlenmeyi taraflar için zorunlu hale getirebilecek şekilde manevi tazminata hükmedilemez.
Ancak, nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise, bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir.
Somut olayda; davalı (karşılık davalı) nişanın bozulması nedeni ile kişilik haklarının etkilendiğini, büyük acı ve ızdırap duyduğunu idda etse de, bu iddiasının ispatı için tanık beyanlarına dayanmış, dinlettiği tanıklar ile de, bu iddiasını ispat edememiştir.
Buna göre, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kısmen kabülüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Manevi Tazminat Davalarında Ücret başlıklı 10/2 maddesi gereği, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre, hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği düzenlemesi karşısında, mahkemece, asıl davaya ilişkin olarak vekalet ücreti hesap edilirken, manevi tazminat için davalı vekili lehine vekalet ücreti hesap edilirken, davacı vekili için hükmolunan vekalet ücretini aşar şekilde, hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.