Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16288 E. 2015/9467 K. 26.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16288
KARAR NO : 2015/9467
KARAR TARİHİ : 26.05.2015

MAHKEMESİ : YAHYALI ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2014
NUMARASI : 2013/70-2014/123

Taraflar arasındaki nişan bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl davada; Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde, tarafların 16.05.2010 tarihinde nişanlandığını, 01.08.2011 tarihinde düğün yapılarak fiilen karı-koca gibi yaşamaya başladıklarını, davalının müvekkilini resmi nikah yapmaları konusunda sürekli oyaladığını nihayetinde 10.01.2011 tarihinde müvekkilini hiçbir sebep göstermeksizin evden kovduğunu, müvekkilinin bunun sonucunda psikolojisinin bozulduğunu ve ayrıca toplum içinde küçük düştüğünü beyan ederek; nişan nedeniyle hediye edilen toplam değerleri 15.950 TL olan hediyelerin aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde hediyelerin bedellerinin ayrıca 25.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Karşı davada; Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde mahkemenin yetkili olmadığını belirterek davacı-karşılık davalının iddiasının aksine müvekkilinin resmi nikah için … Belediyesine müracaat ettiğini fakat nikah tarihinin düğünden sonraki bir tarihe verilmesi nedeniyle resmi nikah yapamadıklarını, düğünden bir ay kadar sonra davacının ailesinin de bulunduğu Kayseri’deki bir mahalleye taşındıklarını ,davacının taşınmalarının ertesi günü ortak konutu terk ettiğini ,müvekkilinin çağırmasına rağmen dönmediğini sonunda evlenmelerine aracı olan kişilerce geri getirildiğini, fakat davacının her zaman ailesinin yanına gittiğini diğer zamanlarda ise annesi ve teyzesinin ortak konuta geldiklerini ayrıca kayınbabasının müvekkilinin şeref ve haysiyetini kırıcı ifadeler kullandığını bunların sonucunda müvekkilinin Ürgüp’e taşınmak istediğini davacının buna razı olduğunu taşınacakları gün kayınbabasının küfürler ederek taşınmalarına engel olduğunu; bu nedenle bir ay kadar daha Kayseri’de kaldıklarını ve sonunda Ürgüp’e taşındıklarını fakat
./..
burada da davacının babasının telefonla arayarak küfür ettiğini, bundan sonra 2010 yılı kasım ayı başlarında davacının ortak konutu ziynet eşyalarını alarak terk ettiğini, davacının müvekkilinin aramalarına cevap vermediğini, müvekkilinin ailesinin davacıyı ortak konuta geri getirmek için Kayseri’ye gittiklerini davacını ailesinin bunu reddettiğini ayrıca davacının talep ettiği çeyiz eşyalarının bedellerinin fahiş olarak belirlendiğini, müvekkilinin bir eş olarak üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş ve karşılık dava olarak davacıya takılan ziynet eşyalarının aynen iadesine bunun mümkün olmaması halinde 7.500TLnin, müvekkilinin yaptığı düğün ve taşınma masrafı olarak 10.000 TL maddi ve müvekkilinin yaşadığı manevi yıkım nedeniyle 20.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşılık davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü, kısmen reddi; karşı davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2.kitabı ile (3 kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulanış Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler aile mahkemesinde görülür.
Somut olayda; taraflar arasında yapılan nişan sonrasında, dinlenen tanık beyanları da dikkate alındığında, taraflar (yerel mahkemenin de kabulünde olduğu gibi) aynı evde uzun bir süre gayriresmi olarak birlikte yaşamışlardır. Bu durumda taraflar arasında nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün değildir.
Buna göre taraflar arasındaki ihtilaf aile hukukundan doğmamaktadır. Uyuşmazlık haksız fiil olarak nitelendirilip buna göre çözümlenmesi gerekir.
O halde, davanın dayanağı haksız fiil olduğundan; uyuşmazlığa genel mahkemede (Asliye Hukuk Mahkemesinde) bakılması gerekmektedir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, res’en, gözetilmelidir.
Mahkemece, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, görev hususu düşünülmeksizin Aile Mahkemesi sıfatıyla yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.