YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16205
KARAR NO : 2015/9678
KARAR TARİHİ : 27.05.2015
MAHKEMESİ : GİRESUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2014/97-2014/335
Taraflar arasındaki vasiyetnemenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; muris Y.. H..’ın 08.12.2012 tarihinde ölümü ile açılan 22.11.2011 tarihli vasiyetname ile Giresun ili … Mah. 127 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7 ve 8 nolu bağımsız bölümleri davacıya bıraktığını, vasiyetnamenin açılıp okunarak 26.02.2012 tarihinde kesinleştiğini belirterek vasiyetnamenin tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı Y.. K.., murisin sağlığında diğer davalı ile kedisine birer daire verdiğini belirterek, davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Davalı-karşı davacı Y.. D.. vekili; murisin iki vasiyetnamesinin bulunduğu, ilk vasiyetname ile davalı Y.. D..’na mirastan pay verilmekte iken, ikinci vasiyetnamede pay verilmediği, murisin vasiyetnameyi baskı altında düzenlediğini belirterek, davacının davasının reddi ile; karşı davasında, tenfizi istenilen vasiyetname ile saklı payına tecavüz edilmesi sebebiyle mahfuz hissesinin aynen, mümkün olmadığı takdirde parasal karşılığı oranında vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 22.11.2011 tarihli vasiyetnamenin, 21.01.2013 tarihinde mirasçıların yüzlerine okunduğunu, karşı davanın ise 12.02.2014 tarihinde açılmakla 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı- karşı davacı vekilinin tüm, davacı- karşı davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
./..
Ancak, 6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesine göre; kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Ancak feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet ona göre belirlenir. (HMK 312/1) yasal düzenlemesi karşısında asıl dava, dava dilekçesinde talep bulunmaması gerekçesiyle yargılama giderinin davacı- karşı davalı taraf üzerinde bırakılması uygun görülmemiştir.
Buna ek olarak, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6.maddesinde ancak öninceleme tutanağı imzalanıncaya dek davaya konu anlaşmazlığın sonlanması halinde ücrette değişiklik olabileceği; 12. maddesine göre; ”Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
O halde, mahkemece; karşı davanın reddi ile asıl davanın kabulü cihetine gidilen mevcut yargılamada; asıl dava yönünden bakiye harcın davalılardan tahsil edilmesine yönelik karar verilmesi ve yine asıl davada, davacı- karşı davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.