Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/16070 E. 2015/8288 K. 11.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16070
KARAR NO : 2015/8288
KARAR TARİHİ : 11.05.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 11. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2014
NUMARASI : 2013/852-2014/430

Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, tarafların 30.04.2004 tarihinde boşandıklarını, S.. S.. adında müşterek çocukları bulunduğunu, velayetin davacıda olduğunu, boşanma kararı ile birlikte çocuk lehine aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuğun zaman içerisinde ihtiyaçlarının arttığını, dersaneye gittiğini, hükmedilen nafakanın yetersiz hale geldiğini ileri sürerek, aylık 100,00 TL olan iştirak nafakasının aylık 600,00 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, müşterek çocuk lehine bağlanan nafakanın 100,00 TL olduğunu ancak aylık 265,00 TL nafaka ödediğini, yeniden evlendiğini, iki çocuğunun daha olduğunu, bu çocukların da okula gittiklerini, kredi ile ev aldığını, maddi durumunun iyi olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, müşterek çocuk 04.09.2000 doğumlu S.. S.. lehine hükmolunan aylık 100,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL ye yükseltilmesine, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.
TMK. 182/2.maddesine göre; “Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır”. Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur” (TMK. 330/1).
./..
İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir.
Somut olayda, tarafların 30.04.2004 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte 04.09.2000 doğumlu müşterek çocuk S.. S..’in velayetinin davacı anneye verildiği ve müşterek çocuk lehine aylık 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, ancak davalı tarafından en son aylık 235,00 TL iştirak nafakası ödendiği, çocuğun 8. sınıf öğrencisi olduğu, dersaneye gittiği, okul ve dersaneye servis ile gidip geldiği, nafakanın hükmedildiği tarih (30.04.2004) ile davanın açıldığı tarih (14.11.2013) arasındaki zaman diliminde çocuğun ihtiyaçlarının ve masraflarının arttığı anlaşılmaktadır.
Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre, davacının ev hanımı olduğu, kendisine ait evde oturduğu; davalının ise muhasebeci olduğu, aylık 1.800,00 TL gelirinin bulunduğu, evli olduğu, eşi ve iki çocuğu ile birlikte kendisine ait evde yaşadığı, eşinin de muhasebeci olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocuğun yaşına ve ihtiyaç durumuna göre, mahkemece takdir edilen aylık 300,00 TL iştirak nafakası miktarı düşüktür.
Bu nedenle mahkemece, çocuğun masraflarını belgeleyen dosya kapsamındaki belgeler de dikkate alınıp, müşterek çocuğun ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumu gözetilerek hakkkaniyete uygun bir nafaka takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşük nafaka takdiri doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.