Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/15904 E. 2014/14027 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15904
KARAR NO : 2014/14027
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Davacı … ile davalı … aralarındaki Noterin Hukuki Sorumluluğuna dayalı alacak davasına dair … Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.09.2013 günlü ve 2010/688 E.-2013/412 K.sayılı hükmün bozulması hakkında dairece verilen 07.05.2014 günlü ve 2013/21208 E.-2014/ 7022 K.sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin … Noterliğinin 07.09.2010 tarih 3299 yevmiye nolu işlemi ile 15.840,00 TL bedel karşılığı … isimli şahıstan … plakalı aracı yine aynı noterliğin 08.09.2010 tarih 3308 yevmiye nolu işlemi ile … plakalı aracı 19.400,00 TL bedel ile … isimli şahıstan satın aldığını, müvekkilinin araç alım satım işi ile uğraştığını, 13.09.2010 tarihinde davaya konu araçların kiralık olarak araç kiralama şirketinden kiraladıklarını ve sahte evrak ile kendisine satıldığını ve dolandırıldığını öğrendiğini, müvekkilinin satın aldığı araçların gerçek sahiplerine teslim edildiğini bu nedenle müvekkilin zarara uğradığını, araç alım-satım işlemlerinin yapılması sırasında davalı noterin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle davacının uğramış olduğu zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, davaya konu araçların satış bedeli olan toplam 35.240,00 TL’nin 08.09.2010 tarihinde itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davaya konu araç tescil işlemi nedeniyle davalı notere sunulan kimlik belgesi ve araç ruhsatının yasal yollarla verilen belgelerde bulunması gereken tüm özellikleri taşıdığı bir başka deyişle orjinal belge niteliğinde oldukları, nüfus cüzdanındaki fotoğrafların da noterliğe başvuran kişilere ait olduğu, noterlikçe internet ortamından satan kişinin kimlik bilgileri karşılaştırılsa bile kayıtlarda farklılık olmayacağı, Adli Tıp Kurumunun 5/7/2013 tarihli raporu ile söz konusu belgelerin aldatma yeteneğine haiz olup olmadığına kanaat getirilemediği,davalı noterliğin araç satış işlemi nedeniyle mevzuat hükümleri gereği gerekli dikkat ve özeni göstererek dava konusu belgeleri düzenlediği, bu bakımdan zarar ile uygun nedensellik bağının davalı noter bakımından kesildiği, buna karşılık oto alım satım işi ile uğraşan davacının satın aldığı araçların motor ve şasi numaralarını kontrol etmemesinin aleyhine kusur teşkil ettiği hususları birarada değerlendirilerek davalının tazminat sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyizi üzerine; Dairemizin, 07.05.2014 gün ve 2013/21208 E.-2014/7022 K.sayılı ilamı ile “…somut olayda sahte nüfus cüzdanları kullanılarak araç satışının yapıldığı, davacının bu nedenle zarar uğradığı sabit olduğuna göre, yukarıda da açıklandığı gibi, nedensellik bağının kesildiğinin ispatı davalı notere düşmektedir. Sahte nüfus cüzdanlarının asılları ele geçirilemediğine göre davalı noterin sahte nüfus cüzdanlarının iğfal kabiliyetini haiz olduğuna dair iddiasını ispat edemediği kabul edilerek, yapılacak yargılamaya ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.Araç alım-satım işi ile yaklaşık 12 yıldır uğraşan davacının da, araç alım-satımı konusunda mesleki tecrübesi de dikkate alındığında, gerekli dikkat ve özeni göstermediği, araçlara ilişkin herhangi bir araştırma yapmadığı için davacının da bölüşük kusurundan sözedilebilir ise de; resmi işlem yapma görevini üstlenmiş ve teknolojinin gelişmesi ile internette sorgulama, mernis sistemi gibi kolaylıklara kavuşmuş olan davalının daha fazla bilgi ve tecrübeye sahip olması nedeni ile daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır.Mahkemece, noterin kusuru ve davacının bölüşük kusur oranlarının tespiti ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeler birlikte yeniden değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir iken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Sözkonusu bozma ilamına karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş olmakla, yeniden yapılan incelemede; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair itirazları yerinde değildir.Dava, Noterlik Kanunu’nun 162.maddesine dayalı noterin sorumluluğuna ilişkin maddi tazminat davasıdır.
“Dava konusu olayda; araç plakalarının ve alıcı satıcı adreslerinin davalı noterin bulunduğu yargı çevresi dışında bulunduğu bu nedenle davalının göstermesi gereken ihtimam seviyesinin arttığı açıktır. Olayda sahte nüfus cüzdanları kullanılarak araç satışının yapıldığı davacının bu nedenle zarara uğradığı ve noterin eylemi ile zarar arasında illiyet bağını kesen herhangi bir nedenin bulunmadığı sabit olduğuna göre noterin sorumlu olduğu da açıktır.
Araç alım-satım işi ile yaklaşık 12 yıldır uğraşan davacının da, araç alım-satımı konusunda mesleki tecrübesi de dikkate alındığında, gerekli dikkat ve özeni göstermediği, araçlara ilişkin herhangi bir araştırma yapmadığı için davacının da bölüşük kusurundan sözedilebilirse de; resmi işlem yapma görevini üstlenmiş ve teknolojinin gelişmesi ile internette sorgulama, mernis sistemi gibi kolaylıklara kavuşmuş olan davalının daha fazla bilgi ve tecrübeye sahip olması nedeniyle daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır.Mahkemece, davacının bölüşük kusur oranının tespiti ile dosyadaki tüm bilgi ve belgeleri birlikte yeniden değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir.” gerekçeleriyle bozulması gerekirken, sehven 07.05.2014 tarihli ilamda belirtilen “…Sahte nüfus cüzdanlarının asılları ele geçirilemediğine göre davalı noterin sahte nüfus cüzdanlarının iğfal kabiliyetini haiz olduğuna dair iddiasını ispat edemediği kabul edilerek, yapılacak yargılamaya ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmakla; Davalı vekilinin KARAR DÜZELTME TALEBİNİN KABULÜ İLE;
Dairemizin 07.05.2014 Tarih 2013/21208 E.- 2014/7022 K.sayılı ilk bozma kararının 4.sayfası 2.paragrafı 2.cümlesi içerisinde yer alan “…Sahte nüfus cüzdanlarının asılları ele geçirilemediğine göre davalı noterin sahte nüfus cüzdanlarının iğfal kabiliyetini haiz olduğuna dair iddiasını ispat edemediği kabul edilerek, yapılacak yargılamaya ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir….” ifadesi bozma ilamından çıkarılarak yerine “…İş bu yargılama dosyasına konu olayda; araç plakalarının ve alıcı satıcı adreslerinin davalı noterin yargı çevresi dışında bulunduğu, bu nedenle davalının göstermesi gereken ihtimam seviyesinin arttığı da nazara alındığında; sahte nüfus cüzdanları kullanılarak araç satışının yapıldığı, davacının bu nedenle zarara uğradığı ve noterin eylemi ile zarar arasında illiyet bağını kesen herhangi bir nedenin bulunmadığı sabit olduğuna göre noterin sorumlu olduğu açıktır.” ifadesi yazılmak suretiyle;
Dairemizin 07.05.2014 Tarih, 2013/21208 E.-2014/7022 K.sayılı ilk bozma ilamındaki diğer bozma gerekçeleri aynen baki kalmak kaydıyla, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.09.2013 Tarih ve 2010/688 E.- 2013/412 K.sayılı yargılama dosyasında verilen hükmün değişik gerekçe ile BOZULMASINA ve peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.