Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/15870 E. 2015/9717 K. 28.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15870
KARAR NO : 2015/9717
KARAR TARİHİ : 28.05.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2013/833-2014/411

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davalı … müvekkili aleyhine İzmir 10.İcra Müdürlüğünün 2013/12358 sayılı dosyası ile tedbir nafakası, aynı dairenin 2013/1259 sayılı dosyası ile iştirak nafakası için icra takibi yapıldığını, müvekkilinin borca itiraz ettiğini, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını, İzmir 6. Aile Mahkemesinin 27/05/2010 tarih 2010/229 esas 2010/475 karar sayılı ilamı ile davalı kadın için bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırıldığını, adı geçen icra dosyalarında müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile icra takiplerinin iptaline, haksız ve kötü niyetli icra takibi yapan davalıdan en az %20 oranında inkar tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili boşanma davası ile birlikte müvekkili için yoksulluk nafakası çocuk için de iştirak nafakası olarak aylık 400 TL ödemesi gerekirken bu nafaka borçlarını ödemediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile; İzmir 10. İcra md. 13/12359 esas sayılı takip dosyasında davacının 949 TL lik asıl alacak borcunun olmadığının tespitine takibin 2.251 TL’lik asıl alacak ve işlemiş faizi ile takip sonrası işileyecek faizi üzerinden devam edilmesine, Davacının 10. İcra müd. 13/12358 esas sayılı takip dosyasında 17.200 TL asıl alacak ve 2.737 TL lik işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından ilgi hesaba yatırılan ödemelerin bir kısmında müşterek çoçuk M. B.. K..’a şeklinde açıklamanın yer aldığı; diğer bir kısım ödemelerde herhangi bir açıklamanın yapılmadığı görülmüştür.
./..
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının nafaka olarak yatırdığı paralar hesaplanırken sadece M.B.. K..’a şeklinde açıklama yapılanlar dikkate alınması gerekirken; yerel mahkeme davacının bilezikler için yatırdığını kabul ettiği miktarlar dışında tüm yatırılan meblağı nafaka borcuna mahsuben yatırdığını kabul etmiştir.
Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya aittir. Davalı alacaklı, davacı borçludan, alacağının bulunduğunu ispat etmekle mükelleftir. Ancak, davacı borçlu aralarındaki hukuki ilişkiyi ve bundan kaynaklanan borcunun olduğunu kabul edip, bu borcun herhangi bir sebep ile son bulduğunu ileri sürüyor ise, ispat yükü davacı borçluya geçecektir.
Davacı tarafından; yapılan ödemelerde; açıkça “nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama” mevcut bulunduğu takdirde nafaka borcunun hesabında dikkate alınması, aksi taktirde yapılan ödemelerin nafaka borcuna karşılık yapıldığı kanıtlanmadan nafakadan mahsup edilmemesi gerekmektedir.
Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler esas alınarak,değerlendirme yapılması gerekirken; yerel mahkemenin davacı tarafın yaptığı bütün ödemeleri nafaka olarak kabul edip, sadece davacının bilezikler için yatırdığını kabul ettiklerini hesap dışında bırakması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.