YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15854
KARAR NO : 2015/11653
KARAR TARİHİ : 23.06.2015
MAHKEMESİ : HATAY 3. ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2014
NUMARASI : 2012/511-2014/403
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin … nolu elektrik abonesi olduğunu, davacının işletmesi aleyhine davalı şirket tarafından 09.11.2009 tarihinde … nolu kaçak elektrik kullanma tespit tutanağı düzenlendiğini ve davacı hakkında şikayette bulunulduğunu, davalı şirketin daha sonra davacı aleyhine 11.11.2009 tarihinde 83.529,50 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirdiğini ve bu bedelin 8 gün içerisinde ödenmesi için ihtarda bulunduğunu, bunun üzerine davacının 13.11.2009 tarihinde 22.401,32 TL, 14.12.2009 tarihinde 21.367,67 TL, 13.01.2010 tarihinde 21.859,82 TL, 15.02.2010 tarihinde ise 22.401,32 TL ödeyerek tahakkuk eden 83.529,50 TL’sini 88.030,13 TL olarak faizi ile birlikte ödediğini, davacı aleyhine kaçak elektrik hırsızlığı suçundan Hatay 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/145 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece 02.03.2011 tarihli 2011/97 Karar sayılı karar ile davacı hakkında ölçüm dışı elektrik kullanılmadığından bahisle beraatine karar verildiğini, müşteki Tedaş’ın kararı temyiz ettiğini,ancak bu sırada 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı yasanın geçici 2/2 maddesi uyarınca mahkemenin 2012/1019 Esas 2012/1027 Karar sayılı 15.08.2012 tarihli kararı ile ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğini,davalının davacıdan borçlu olmadığı bedeli kaçak elektrik kullandığı iddiası ile haksız olarak tahakkuk ettirerek 83.529,50 TL kaçak elektrik bedeli tahsil ettiğini, davacının ölçüm dışı elektrik kullanmadığının 28.02.2011 tarihli rapor ile tespit edilmiş olup ceza davasında da bu nedenle beraatine karar verildiğini belirterek davacıdan haksız olarak tahakkuk ve tahsil edilen 83.529,50 TL kaçak elektrik bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04.03.2014 tarihli tavzih dilekçesinde;dava dilekçesinde davacının davalıya yaptığı ödemeleri belirtirken maddi hata yaptıklarını belirterek maddi hatanın düzeltilmesi ile davalının davacıdan haksız olarak tahakkuk ve tahsil ettiği toplam 87.207,37 TL’nin taksit ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;davanın süresinde açılmadığını,nitekim davacının haksız olduğunu iddia ettiği ödemeye muttali olduğu tarihten itibaren 1 yıl içerisinde davayı açması gerekirken bu süre içerisinde açmadığından davanın zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak ise, davacı şirketin davalı kurumun …. nolu sanayi abonesi olduğunu, bu aboneliğinde yapılan kontrollerde aboneye ait ölçü bölümünün Tedaş mührünün var olduğu, abonenin elektrik sayacını besleyen ölçü gerilim trafolarına ait sigorta yerine takılan tellerin koparılmış olduğu, sayacın devre dışı olduğu ve tüketim katetmediğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle davacı aboneye 09.11.2009 tarihli kaçak elektrik kullanma tespit tutanağının tanzim edildiğini, davacı aboneye 1600 kwatt kurulu güç üzerinden 25.10.2009 tarihinden kaçak tespit tarihine kadarki süre için 13 günlük kaçak enerji bedeli hesaplandığını ve toplam 249.600 kwatt /h’lık kaçak enerji faturası çıkarıldığını, hesaplamada ilgili yönetmelik ve EPDK kararlarının uygulandığını,herhangi bir haksız hesaplama yapılmadığını,davacı hakkında Hatay 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/145 Esas 2012/97 Karar sayılı dosyasında verilen beraat kararının kesinleşmediğini,sadece bedel ödendiğinden bahisle yasa gereği ortadan kaldırma kararı verildiğini, bu nedenle kaçak kullanımın olmadığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, yine hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararlarıyla da bağlı olmadığını, buna göre yeniden yargılama yapılarak davacının kaçak kullanımının olup olmadığının mahkemece sunulan deliller çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;hükme esas alınan elektrik bilirkişisinin rapor ve ek raporu ve diğer delillere göre davanın kısmen kabulü ile, 10.189,96 TL’nin 15.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Uyuşmazlık, davacı kurum tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturadan dolayı davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise ne miktar borcu bulunduğu noktasında toplanmaktadır.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin olarak 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Bu bağlamda somut olaya bakıldığında,davalı Tedaş görevlilerince davacıya ait fabrikada kullanılan 380 numaralı abonede yapılan denetimde, ölçü gerilim trafolarına ait sigorta yerine takılan tellerin koparıldığının, sayacın devre dışı olduğunun tespit edilmesi neticesinde 09.11.2009 tarihli …. nolu kaçak elektrik kullanma tespit tutanağını tanzim ettikleri,kaçak elektrik tüketim tahakkuku belgesinde toplam 83.529,50 TL tahakkuk ettirildiği ve davacıdan faizi ile toplam 87.207,37 TL tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece kaçak elektrik bedelinin hesaplanması için bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ve ek raporlarda, tutanak tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre hesaplama yapılmamıştır. Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedeli, Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 41.ve 42. maddelerine göre hesaplanmış ve kaçak kullanım miktarı 77.017,41 TL olarak tespit edilmiştir.Oysa ki hesaplamanın tutanak tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine ve 622 sayılı Kurul kararına göre yapılması gerekir.Bilirkişi raporu bu yönü ile Yönetmeliğe uygun değildir.
Yine ,Yargıtay HGK. nun (17.12.2014 günlü ve 2014/7-1884 E. 2014/1045 K. sayılı ilamıyla karar düzeltme kanun yolundan da geçen) 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı kararında; elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, dağıtım şirketleri tarafından kurallara uyan abonelerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Yukarıda değinilen Yargıtay HGK. kararı doğrultusunda yerleşmiş ve kararlılık kazanmış Dairemiz uygulamasına göre; kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanılarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ihdas edilen ikincil mevzuat (Yönetmelik, EPDK Kurul kararları ve tebliğleri) hükümleri uyarınca, kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri, elektrik abonelerinden tahsil edilemeyecektir. Zira, TRT payında olduğu gibi bu bedellerde ancak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73. maddesindeki esas ve ilkeleri karşılayan bir kanun hükmüyle elektrik abonelerinden alınabilecektir.
Somut olayda ise; hükme esas alınan 25.12.2013 tarihli bilirkişi ek raporunda ise, kaçak elektrik tüketim ve kaçak ek tüketim bedellerinin; dağıtım, perakende satış hizmeti ve iletim bedellerinin ilave edilmesi suretiyle hesaplandığı, ayrıca hesaplanan bedellere, kayıp-kaçak bedelinin ilave edilip edilmediği hususunda bir açıklığın bulunmadığı, bu yönüyle de raporun hüküm vermeye yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi ve somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.