Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2014/15809 E. 2015/8632 K. 14.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15809
KARAR NO : 2015/8632
KARAR TARİHİ : 14.05.2015

MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/06/2014
NUMARASI : 2013/259-2014/328

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; 12.01.2013 tarihinde elektrik arızasının onarımı yönünde gelen davalı çalışanının hatalı ve kusurlu işlemi nedeni ile müvekkiline ait işyerinde bulunan elektrikli eşyaların zarar gördüğünü belirterek eşyalarda meydana gelen zarar ve oluşan iş kaybı ve tespit giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket elemanının olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HMK.nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
HMK.nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise, bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
./..
Dava dosyasındaki asıl uyuşmazlık; davacıya ait işyerinde oluşan zararda davalıya atfolunacak bir sorumluğun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı Z.. D.. in işyeri adresinde dava dışı H.. K.. adına olan 1252557 sayılı abonelikten elektrik kullandığı, söz konusu abone ve davacıya ait işyerinin tek hat, iki abone olarak, tek direk sigortası üzerinden elektrik şebekesine bağlandığı, bu durumda direkt sigortasındaki arızanın hangi aboneden kaynaklandığı husususunun açık olarak tespit edilemediği, en kısa zamanda iki abonenin ayrı ayrı hat ve ayrı ayrı direkt sigortalarından şebekeye bağlanmalarının en uygun ve en doğrusu olduğu belirtilmiş; ayrıca arızanın nedeninin muhtemelen abonelerin çektikleri gücün yüksek olması sonucu nötr hattın kopması olarak gösterilebileceği, olay günü arızanın … A.Ş görevlileri tarafından giderildiği, benzer arızaların tekrarlanmaması için abonelerde , … A.Ş görevlileri tarafından kurulu elektrik gücü tespiti yapılması, abonelere kurulu elektrik güçlerine uygunu ayrı ayrı hat çekilmisi ve ayrı ayrı direk sigorta grubunun takılması gerektiğinden bahsolunmuş; ancak sonuç olarak davaya konu edilen olayın abonenin kendi sorumluluğundaki tessisatta meydana geldiği, abonenin cihazlarının çalıştığı devrelerde yeterli ve uygun koruma tedbirlerini almadığı, tazminat için gerekli delillerin tam ve yeterli olmadığını, bu nedenle olayda 1. derecede ve tam kusurlu olarak davacı abonenin kendisinin kusurlu olduğu, … A.Ş’nin yapması gereken işlem ve görevleri tam olarak yaptığı, kusurlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda arz ve izah kılındığı üzere, bilirkişi raporunda saptanan olgular hilafına neticeye varılmış, bu doğrultuda kendi içinde çelişkiler arzeden bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları karşılanmamıştır.
Buna göre, mahkemece hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli görülmemiştir. Davacı vekili de söz konusu rapora gerekçelerini de belirterek itiraz etmiş, ancak mahkemece itiraz doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor veya yeni bir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmamıştır.
Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, bilirkişi heyetinden davacının tazminat isteminin yerinde olup olmadığı, sözkonusu istem yerindeyse, davacının tazminata hak kazanacağı miktarın ayrıntılı, bilimsel veri ve yönetmelik hükümlerine uygun, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor aldırılarak, tespiti ve sözkonusu raporun sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, kendi içinde çelişkiler içeren bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.